Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/1653 E. 2021/1027 K. 09.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1653
KARAR NO : 2021/1027
KARAR TARİHİ : 09.02.2021

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki davada Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nce verilen 14.11.2019 gün ve KIT/2019-207 sayılı karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, saklanmak üzere tevdi edildiği İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, dosya için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının, davalı ile tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortası imzaladığını, sigorta poliçesine göre 18.09.2015 ile 18.09.2016 tarihleri arasında mesleki sorumluluğundan kaynaklanan zararlara karşı 3. kişilere verilecek zararlarda sigorta şirketinin davacıyı sorumluluk sigortası ile koruyacağını, davacının 12.09.2010 tarihinde yaptığı tıbbi uygulamaya ilişkin idare aleyhine 2016 yılında Aydın 2. İdare Mahkemesi’nde tazminat davası açıldığını, davanın 27.05.2016 tarihinde davacıya ihbar edildiğini ileri sürerek, şirketin sorumluluk sigortasıyla ödemeyi taahhüt ettiği 53.090,00 TL’nin riziko tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; tazminat davasının Kasım 2016’da davacıya ihbar edildiğini, ceza dosyasında uzlaşma teklifinin tebliğ tarihinin tazminat talebinin öğrenildiği tarih kabul edileceğini, İdare Mahkemesi kararında davacı doktora ait kusur oranı tespiti yapılmadığını, davacının kusur oranı miktarınca zarardan sorumlu olduklarını, doktorun mesleki kusuru bulunup bulunmadığının Adli Tıp Genel Kurulu tarafından incelenmesi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; İdare tarafından davacı/sigortalıya yapılan ihbarın Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında yer alan tazminat talebini içermediği, dolayısıyla rizikonun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile 53.090 TL tazminatın 27.10.2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvurana verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3.582,18 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı alınmasına, 09.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.