Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/1568 E. 2021/2622 K. 18.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1568
KARAR NO : 2021/2622
KARAR TARİHİ : 18.03.2021

MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21/12/2018 tarih ve 2017/161 E. – 2018/899 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 10/01/2020 tarih ve 2019/513 E. – 2020/46 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin baba, anne ve kardeşleri ile birlikte kurulmuş aile şirketleri olan İpaş Petro Terol Ürünleri İnş. A.Ş, Yazar Petrol Ürn. Ltd. Şti., Beykoz Petrol Taş. Oto Ltd. Şti. ve Akro Akrilik Polietilen Ürn. A.Ş’nin ortağı olduğunu, müvekkilinin rızası dışında şirketlerin mal varlıklarını terör örgütü olarak kabul edilen Fethullah Gülen cemaatine intisap ve tahsis ettiklerini, şirketlerin gelirlerinden FETÖ örgütüne ödemeler yaptıklarını, müvekkilini de baskı ile cemaatin içine dahil etmeye çalıştıklarını, baskılar sonuç vermeyince gerek aileden ve gerekse de şirket işlerinden dışlandığını, davalıların baskıları neticesinde atıl bir durumda olan kâr edemeyen Akro Akrilik Ltd. Şti.’nin hisseleri verilerek diğer şirketlerdeki ortaklıklardan ayrılmaya zorlandığını, ciroları yüksek olan diğer şirketleri ise davalıların aldığını, davalıların müvekkili üzerinde oluşturdukları baskı ile iradesini sakatladıklarını, müvekilinin aile bireylerine karşı güvenini davalıların kötüye kullanmak suretiyle kendi üzerlerine aldıkları şirket değerlemelerini, müvekkilinden gizlediklerini ve yanlış bilgi verdiklerini, müvekkilinin içinde bulunduğu zor durumdan faydalanarak normal hal ve şartlarda kabul edilmeyecek bir sözleşmeyi imzalattıklarını, edimler arasında orantısız bir durum oluşturulduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava açma hakları saklı kalmak üzere 100.000,00 TL alacağın ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacı tarafın müvekkillerinin hiç bir şekilde ilgisi olmadığı halde FETÖ terör örgütüne mensupmuş gibi göstermeye çalışarak mahkemeyi etki altına almaya çalıştığını, davanın bir yıllık zaman aşımı süresi içeresinde açılmadığını, edimler arasında aşırı oransızlık durumunun asla olmadığını, davacı tarafın müvekkillerine olan kira borcunu ödememek amacı ile tamamen uydurma gerekçe ve iftiralar ile huzurdaki davayı açtığını, bu şirketlerin kurulmasında ve geliştirilmesinde davacının hiçbir emeği ve katkısının olmadığını, davacı taraf ile müvekkillerinin ayrılma kararı verdiğini, bulunduğu sektörde yüksek pazar payına sahip, diğer şirketler arasında borçluluk durumu en az olan ve ilave yatırımlar yapılmasına gerek olmadan kar eden Akro Akrilik Ltd. Şti.’nin tamamını davacının teklifi üzerine kendisine verildiğini, bu şirketin üretim yapmış olduğu taşınmazın 4 yıl süre ile kira ödemeden faaliyetine devam etmesini kira süresinin bitiminde taşınmazın tahliye edilmemesi durumunda davacının aylık 20.000 USD kira ödemesinin kararlaştırıldığını, davacı tarafın tüm şartları kabul ettiğini, ancak kira süresinin bitiminde taşınmazın tahliyesi için ihtarname gönderildiğini ve akabinde davacı tarafça gabine dayalı huzurdaki davanın açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, taraflar arasındaki hisse devir sözleşmelerinde 2013 yılı itibarı ile AKRO A.Ş’nin hisse devri ile ilgili koşulların açıkça kararlaştırılmış olduğu, 30/01/2013 tarihli Hisse Devir anlaşmasının 11. maddesinde işbu yerin 01/01/2013 – 31/12/2016 tarihleri arasında kullanımını ifade eden kira sözleşmesinin ayrıca yapılacağı, 01/01/2017 tarihinde boşaltılmaz ise aylık 20.000 dolar üzerinden kira kontratı yapılacağı hususlarının düzenlendiği, tarafların bunu bilip kabul ettikleri, taraflar arasında 08/02/2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin düzenlendiğini, her ne kadar zamanaşımı itirazı gabin durumunun 30/12/2016 tarihli ihtarname ile fark edildiği düşünülerek hak kaybı olmaması açısından reddine karar verilmiş ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, bilirkişi raporu, dosyaya davalı tarafça sunulan uzman görüşü ve tüm dosya içeriği gözetilerek sunulan sözleşmelerin yeniden değerlendirildiği, ara karardan sarfınazar edilerek, davacının şirkette bir müddet çalıştığı, edimler arasında açık nispetsizlik olma durumu için TBK’nın 28. maddesi uyarınca 1 yıllık sürede davanın açılmadığı, davacının 01/01/2017 tarihi itibarı ile kira ödeme durumunun söz konusu olduğu, 2013 yılında yapılan sözleşmelerde bunu açıkça kabul etmiş olduğu, 4 yıl boyunca bu konuda bir itirazı olmadığı gibi gabin iddiasının mevcut durum itibari ile sübut bulmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 18/03/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.