Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/1529 E. 2021/1124 K. 11.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1529
KARAR NO : 2021/1124
KARAR TARİHİ : 11.02.2021

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21.03.2018 tarih ve 2017/291 E. – 2018/290 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 20.02.2020 tarih ve 2018/1175 E. – 2020/228 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, 1991 yılında holdingleşen Boyner Grubunun bugün birçok farklı alanda faaliyetlerini sürdürdüğünü, müvekkili Boyner Büyük Mağazacılık A.Ş.’nin tescilli ticaret unvanının esaslı unsuru olan “Boyner” ibaresi altında toplanan çeşitli sektördeki tüm ticari faaliyetlerinde “Boyner Grup” ibaresinin kullanıldığını, müvekkilinin “Boyner” ve “Boyner” esas unsurlu markaların hak sahibi olduğunu, İTO sicil sorgulama üzerinden yapılan araştırma sonucunda müvekkili ticaret unvanının esaslı unsuru olan “Boyner” ve “Boyner Grup” ibarelerini esaslı unsur olarak içeren ticaret unvanının davalı adına tescil edildiğinin tespit edildiğini, davalının bu eyleminin TTK’nın 52. maddesi kapsamında ticaret unvanına tecavüz ve TTK’nın 56. maddesi kapsamında haksız rekabet niteliğinde olduğunu, gönderilen ihtarnameye olumlu cevap alınamadığını ileri sürerek, davalının ticaret unvanına tecavüz teşkil eden eyleminin TTK’nın 52. maddesi uyarınca tespiti ile yasaklanmasına, davalının İTO nezdinde tescilli ticaret unvanının silinmesine, kararın ilan yolu ile kamuya duyurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 24.10.2017 tarih ve 232473 sayılı evrakı ile müvekkili unvanının “HYB Grup Emlak İnş. Taah. Pet. Nak.San. Tic. Ltd. Şti.” olarak tescil edildiğini, dolayısıyla davanın konusuz kaldığını savunarak, dava konusuz kalmakla karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davalının ticaret unvanında “Boyner Grup” ibaresini kullanmasının davacının ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, her iki ticaret unvanında vurgulayıcı unsurun “Boyner Grup” kelimesi olduğu, davalının “Boyner Grup” ibaresini kullanmasının iki ticaret unvanı arasında iltibasa yol açabileceği, davalı şirket ticaret unvanı değişikliği yaparak ” Boyner Grup” ibaresi yerine “HYM Grup” ibaresini tescil ettirdiği, davalının ticaret unvanında “Boyner Grup” ibaresini unvan değişikliği yaptığı 24.10.2017 tarihine kadar kullanmak suretiyle iltibas yaratarak dürüstlük kuralına aykırı davrandığı gerekçesiyle, davalının ticaret unvanına yönelik haksız eylemin tespitine, davalının ticaret unvanındaki “Boyner Grup” ibaresinin silinmesine ilişkin talebin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafın davalı unvanındaki Boyner ibaresinin sicilden silinmesi talebinde haklı olmakla birlikte, 27.10.2017 tarihli ön inceleme duruşmasında davalı unvanındaki “Boyner Grup” ibaresinin “HYB Grup” olarak değiştirildiğine dair belgenin sunulduğu, davalının tescilli unvanını sicilden terkin edilmesi anına kadar kullanılmasında usulsüzlük bulunmadığından, bu dönem için unvana tecavüz ve haksız rekabetten bahsedilemeyeceği, bu nedenlerle davanın tümüyle konusuz kaldığının kabulü gerektiği, uyuşmazlığın ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilmesi nedeniyle, davacı lehine vekalet ücretinin yarısına hükmolunması gerektiği gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11.02.2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.