Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/1502 E. 2021/1246 K. 15.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1502
KARAR NO : 2021/1246
KARAR TARİHİ : 15.02.2021

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 03.05.2017 tarih ve 2016/496 E- 2017/266 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 14.02.2020 tarih ve 2020/246 E- 2020/233 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin Marmaris’te faaliyet gösteren Blackpool isimli cafe bar restoran işletmesinin sahibi olduğunu, Blackpool restoran-cafe-bar’ın 2001 yılında kurulduğunu, 2008 yılında müvekkili şirket kurulunca müvekkili şirketin bünyesinde faaliyette bulunduğunu, Blackpool isminin aynı faaliyet konusu içinde 27.10.2015 tarihinde barın kiracısı olduğu işyerinin tapusunun hissedarı olan …’in oğlu … adına tescil edildiğini, davalının tescilinin kötüniyetli olduğunu, zira davacının, barın kiracısı olduğu dükkanın bir kısım mülkiyetini maliklerden satın aldığını ve bu suretle taşınmazda davalının babası ile paylı malik olduğunu, ancak …’in davacı şirkete karşı şufa davaları açtığını, …’in bu davalar sonucunda müvekkili şirketin adına kayıtlı olan tapudaki hisseyi iptal ettirip ve müvekkili şirketi taşınmazdan çıkartıp, Blackpool ismiyle işletmeyi kendileri işletmek ve davacının marka değerinden haksız ve kötüniyetli olarak faydalanmak amacıyla mal sahibinin oğlu adına marka tescilinin yapılmasının sağlandığını ileri sürerek davalı adına tescilli 2014/103370 nolu, Blackpool markasının hükümsüzlüğüne, marka sicilinden terkin edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, iddiaların aksine müvekkilinin iki defa işyeri açarak kapattığını, davacının hangi ismi kullandığını müvekkilinin bilmesinin mümkün olmadığını, şufa davalarında müvekkilinin taraf olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin ticaret siciline 04.10.2006 tarihinde tescil edildiği, iştigal konusunun “Blackpool Restoran işletmesi” olarak belirtildiği, işletmenin 06.08.2001 tarihinde oda kaydının yapıldığı, aynı yerde halen faaliyetini sürdürdüğü, dava konusu markanın davalı tarafından tescil edilmesi için 15.12.2014 tarihinde başvurulduğu, markanın ilişkin olduğu mal ve hizmetlerin özetle eğitim öğretim hizmetleri, yiyecek içecek sağlanması hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri, gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri olduğu, davalının dava konusu markayı herhangi bir şekilde kullanmadığı, davacının, davalının babasına ait taşınmazda kiracı olması nedeniyle davacı şirketin markayı ticari işlerinde kullandığının davalı tarafından bilinmediğinden sözedilemeyeceği, davalının marka tescilini kötü niyetle yaptığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı adına tescilli 2014/103370 nolu, ‘’Blackpool’’ ibareli markanın hükümsüzlüğüne, marka sicilinden terkin edilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; davacı tarafça sunulan, fatura, oda ve ticaret sicil kaydı, vergi levhası ve vergi tahakkuk fişleriyle 2001 yılından itibaren Blackpool Restoran işletme adıyla işlettiği kafe-bar restoranının işletilmekte olduğunun ispat edildiği, davacı şirketin, kiracı olarak Blackpool Restoran işletme adıyla işlettiği kafe-bar restoranın bulunduğu yerin, davalının babası haricindeki mülk sahiplerinden hisselerini satın alması üzerine, davalının babası tarafından şufa hakkına dayanarak 2012 ve 2014 yıllarında davalar açıldığı, davaların sonucuna göre davacının işletmiş olduğu iş yerinin mülkiyetinin tamamen davalının babasına geçebileceği, mülk sahibinin oğlu olan davalı tarafından, davacı şirketin ticari işlerinde kullandığı markayı bilmesinin gerekmesine, söz konusu markanın kullanıldığı bir faaliyeti bulunmadığından davalı tarafından davacının kullandığı marka kötü niyetli olarak tescil edildiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 15.02.2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.