Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/1457 E. 2021/1844 K. 01.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1457
KARAR NO : 2021/1844
KARAR TARİHİ : 01.03.2021

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29.05.2018 tarih ve 2016/455 E. – 2018/168 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 24.01.2020 tarih ve 2018/1849 E. – 2020/61 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “ADOBE” ibareli 2014/53225 sayılı marka tescil başvurusuna karşı, davalı şirket tarafından 2004/37180 numaralı “ADOPEN” ibareli markaya dayanılarak yapılan itirazın, TPMK YİDK’nın 28.09.2016 tarih ve 2016-M-9376 sayılı kararıyla itirazın kısmen kabul edildiğini, oysa davacının özgün “ADOBE” ibaresi üzerinde kazanılmış hak sahibi olduğunu, dava konusu marka ile davalı şirketin markalarının benzer olmadığını, ortak “ADO” ibaresinin iltibas tehlikesi yaratmayacağını, davacı şirketin “ADOPEN” markasında yer alan ve “pencere” kelimesinin kısaltması olan “pen” ibaresinin, tüketici nezdinde bir pencere veya PVC olarak algılanacağını, markaların telaffuzunun farklı olduğunu, “ADOBE” sözcüğünün İngilizce “kerpiç, killi toprak” anlamlarına geldiğini, dava konusu hizmetlerin hedef kitlesinin oldukça yüksek derecede uzman kişilerden oluştuğunu ileri sürerek, davalı Türk Patent YİDK kararının iptalini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin adına tescilli markaları için tescilli olduğu tüm sınıflarda ciddi kullanımının ve yatırımının bulunduğunu, “ADOPEN” markasının tanınmış marka olduğunu, “ADOBE” başvuru markası ile müvekkilinin markasının ayırt edilemeyecek derece benzer bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; taraf markalarının 35. sınıftaki hizmetlerde aynı veya benzer olduğu, taraf markalarının görsel olarak da benzer bulunduğu, işitsel ve anlamsal olarak benzer olmadığı, uyuşmazlık konusu 35. sınıftaki hizmetler açısından, bağlantı olduğu ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile TPMK YİDK’nın 28/09/2016 tarih 2016-M-9376 sayılı kararının, davalının itirazının kısmen kabulü ile ilgili kısım yönünden iptaline karar verilmiş, karara karşı davalı kurum vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacının marka tescil başvurusu ile davalı şirketin redde mesnet 2004/37180 sayılı markası arasında, uyuşmazlık konusunu oluşturan 35. sınıftaki hizmetler yönünden benzerlik olsa da, tarafların marka olarak kullanmak istedikleri ibarelerin işitsel ve anlamsal olarak benzer olmadığı, sonuçta mahkemece uyuşmazlık konusu 35. sınıftaki hizmetler açısından, tarafların markaları arasında bağlantılı olduğu ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı gerekçesiyle davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı Kurum vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı Kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı Kurum’dan alınmasına, 01.03.2021tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.