Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/1443 E. 2021/621 K. 01.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1443
KARAR NO : 2021/621
KARAR TARİHİ : 01.02.2021

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04.06.2018 tarih ve 2017/243 E. – 2018/224 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 16.01.2020 tarih ve 2018/1882 E. – 2020/30 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “BİM” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı belediye tarafından yapılan, 2016/52086 sayılı, “ALBİM … İLETİŞİM VE İŞLEM MERKEZİ+Şekil” ibare ve biçimli marka başvurusuna, iltibas, tanınmışlık ve kötü niyet vakıalarına dayalı olarak yapmış oldukları itirazın nihai olarak TPMK YİDK tarafından reddedildiğini ileri sürerek, YİDK kararının iptaline ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınarak sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “şekil+ALBİM … İLETİŞİM VE İŞLEM MERKEZİ” ibareli marka başvurusu ile davacının “BİM” ibareli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden 556 sayılı KHK 8/1 maddesindeki iltibasın olmadığı, bu nedenle bilirkişi raporunun iltibas vardır şeklindeki aksi yöndeki raporuna itibar edilmediği, taraf marka işaretleri benzemediği gibi davalının marka başvurusunun davacı tarafın tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceğinin, itibarına zarar verebileceğinin veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceğinin kanıtlanmadığı, davacı tarafın ticaret unvanı hak iddiasını kanıtlayamadığı gibi marka başvurusunun kötü niyetli olarak yapıldığı iddiasının da ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalının başvurusunun “şekil+ALBİM … İLETİŞİM VE İŞLEM MERKEZİ” ibaresinden oluştuğu, itiraza mesnet davacı markalarının ise “BİM” esas ibaresinden meydana geldiği, markalardaki esas unsurların “BİM” ve “ALBİM” kelimeleri olduğu, davacının mesnet markaları ile davalının başvurusu arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, “ALBİM” ibare ve biçimli işareti gördüğünde bunun “BİM” esas ibareli markadan farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin benzer bir olaya yönelik olarak verdiği 05/12/2018 tarihli, 2017/1733 E. ve 2018/7649 K. sayılı kararının da bu yönde olduğu, başvuruya konu markanın davacı adına tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının yüksek ihtimal dahilinde olduğu, başvuruya konu markada yer alan diğer unsurların yeterli ayırt ediciliğe sahip olmadığı, bu itibarla tarafların ibareleri arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum ve davalı belediye vekilleri temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı Kurum ve davalı belediye vekillerinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 49,50 TL harcın temyiz eden davalılara iadesine, 01.02.2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.