Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/1399 E. 2021/1927 K. 03.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1399
KARAR NO : 2021/1927
KARAR TARİHİ : 03.03.2021

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27.06.2018 tarih ve 2017/60 E.- 2018/259 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 07.11.2019 tarih ve 2018/1599 E. – 2019/1118 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı TRT vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, ilk olarak 1987 yılında baskısı yapılan kendisine ait “Ceyhanlı Aşık Ferrahi” adlı eserden, izni olmaksızın TRT AVAZ kanalında yayınlanan “Aşıklar Meclisi” adlı belgeselde alıntı yapıldığını, bu eylemin FSEK’ten kaynaklanan maddi ve manevi haklarına tecavüz oluşturduğunu, her ne kadar belgeselin sonuna doğru adına yer verilmiş ise de bu durumun eylemi hukuka uygun hale getirmediğini, belgeselin yapımcısı olan davalı şirket ile belgeselin yayınlandığı kanalın ait olduğu diğer davalının, söz konusu hukuka aykırı eylemlerden sorumlu olduklarını ileri sürerek, tecavüzün tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, 100.-TL maddi ve 5.000.-TL manevi tazminatın davalılardadan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket temsilcisi, davacı eserinin yer aldığı görüntü ve cümlelerin süresinin en fazla 45-60 saniye olduğunu, ayrıca program sırasında, bu konuda en kapsamlı araştırmayı yapan kişinin davacı olduğunun, kitabın kapağı ve kitap içinden bazı görüntülere yer verilmek suretiyle belirtildiğini, anılan yararlanmanın FSEK’de yer alan iktibas serbestisinin sınırları içinde kaldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı TRT vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının mali hakların kendisinde olduğunu ispat etmesi gerektiğini alıntı yapıldığı kabul edilse dahi bunun iktibas serbestisi kapsamında kaldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davacıya ait “Ceyhanlı Aşık Ferrahi” adlı eserin ilim ve edebiyat eseri niteliğinde bulunduğu, eser sahibinin davacı olduğu, davalılarca hazırlanan ve yayınlanan “Aşıklar Meclisi” adlı programda, davacıya ait eserden, davacı eser sahibinin izni olmaksızın gerek aynen gerekse mealen pek çok alıntı yapıldığı, bu yararlanmanın, maksadın haklı göstereceği ölçüyü aştığı, dolayısıyla FSEK’de öngörülen iktibas serbestisi kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu yararlanmanın kanunda öngörülen usule de uygun olarak yapılmadığı, kaynak belirtilmediği, her ne kadar programda, davacının adı ve eserinin 1987 yılında kitap olarak yayınlandığı belirtilmiş, kitabın kapağı ekrana getirilmiş, ayrıca davacının araştırmasına atıfla eserden övgüyle söz edilmiş ise de, program metninde yer alan ve davacıya ait eserden yapıldığı anlaşılan alıntıların, davacı eser sahibinin davaya konu eserinden yapıldığının açık bir şekilde belirtilmediği, davacı eser sahibinin manevi haklarından umuma arz ve ismin belirtilmesi hakları ile mali haklarından olan işleme, çoğaltma ve umuma iletim haklarının ihlal edildiği, davacının toplam 300.- TL maddi tazminat isteyebileceği, 5000.- TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıya ait esere davalı tarafça gerçekleştirilen tecavüzün tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, 100,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi ile aynı gerekçe ile taraf vekillerinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı TRT vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, eser sahipliğinden kaynaklanan haklara tecavüzün tespiti, meni, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, yukarıda yazılı gerekçe ile tecavüzün tespitine, men’ine, maddi ve manevi tazminata karar verilmiştir. Mümeyyiz davalı TRT, eserin mali haklarının Kültür Bakanlığında olduğunu iddia ettiğine göre Mahkemece, Kültür Bakanlığından davacı ile Kültür Bakanlığı arasında imzalanan sözleşmenin ve ilgili eserin bir nüshasının getirtilerek mali haklara tecavüz ve maddi tazminat istemleri bakımından davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun tespiti ile hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Dairemizin 17.07.2017 tarih 2016/9284 E. 2017/4126 K. sayılı kararında da ifade edildiği üzere bir ifadenin eser kapsamında korunabilmesi için eserin tümü ya da koruma talep edilen parçasının FSEK m. 1/B-a uyarınca, sahibinin hususiyetini taşıması gerekmektedir. Bu meyanda, bilimsel gerçeklikler ile tarihi olgular (olaylar) tüm insanlığın malı olup, kimsenin tekelinde değildir ve telif hakkı ile de korunmamaktadırlar. Tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak Mahkemece öncelikle koruma altındaki eserin türü ve niteliği belirlenerek, izinsiz iktibas sebebiyle intihal olarak değerlendirilen metnin tamamı ya da bir kısmının sahibinin hususiyetini taşıyıp taşımadığı ve eser vasfında olup olmadığı, eser vasfında olmayan birebir alıntılar yönünden, taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek, eylemin 6102 sayılı TTK’nın 55/1-c hükmü uyarınca başkalarına ait iş ürünlerinden yetkisiz olarak yararlanmak suretiyle haksız rekabet niteliğinde olup olmadığı belirlenmeksizin eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
3- Kabule göre de davalı tarafça yayınlanan belgesel niteliğindeki sinema eserinde davacı eserinin kapağının gösterildiği ve davacıdan da bahsedildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
5846 sayılı FSEK’in 35. maddesi uyarınca, alenileşmiş bir eserin bazı cümle ve fıkralarının başka bir ilim ve edebiyat eserine iktibas suretiyle alınması caizdir. Hukuka uygun bir iktibasın varlığı için kullanılan eserin ve eser sahibinin adı ile bu kısmın alındığı yerin belirtilmesi gerekir. Ancak davalı tarafça yayınlanan ve senaryonun işlenmesiyle oluşturulan eserin türü gözetildiğinde usulü dairesinde geçerli bir atfın varlığının da kabulü gerekir. Bu durumda eser sahibinin isminin belirtildiği nazara alınarak manevi tazminatın takdir edilmemesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin karar verilemesi de doğru görülmemiştir.
4- Yine kabule göre, Dairemizin uygulamasına göre bir eserde intihal yapılmış olması durumunda intihal olan kısmın esere olan katkısı ve önem derecesi nazara alınarak maddi tazminatın belirlenmesi gerekirken intihal olan kısmın tüm eserin süresine ve miktarına oranı nazara alınarak maddi tazminata hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki 1, 2, 3 ve 4 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı TRT vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı TRT’ye iadesine, 03.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.