Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/1078 E. 2020/2955 K. 17.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1078
KARAR NO : 2020/2955
KARAR TARİHİ : 17.06.2020

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesince verilen 04/10/2018 tarih ve 2017/1247-2018/994 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, Dairemizce 19/12/2019 tarihli 2018/5669 Esas-2019/8340 sayılı Karar ile bozulmuş, bu kez Dairemiz kararına karşı maddi hatanın düzeltilmesi istemi davacı vekili tarafından istenmiş ve maddi hata düzeltimi dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket ve yetkilisinin yurt dışında bir çok ülkede yatırılan paraların istenildiği her an çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranda faiz verileceği garantisi ile davalı tarafa 20.000 DM (Alman Markı) para verdiğini, müvekkilinin yatırmış olduğu para karşılığı makbuz verildiğini, yatırılan paranın müvekkilince istenmesi üzerine paraların geri ödenmediğini, davalı tarafça ayrıca kötü niyetli olarak kâr zarar ortaklığından bahsedildiğini, yurt dışında açılan davalarda mahkemelerin mağdur kişiler lehine karar verdiğini, bu nedenle şimdilik 20.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; 04/08/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak 20.000,00 TL olarak açılan davada müvekkilinden 10.225 Euro tahsil edildiği, tespit edildiğinden 10.225 Euro’nun dava tarihinden değerinin 40.613,70 TL olması nedeniyle açılan davanın 20.610,00 TL arttırılması sonucu toplam 40.610,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi tarafından, davalı tarafın hak düşürücü süre ve zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını, davalı şirketin SPK’ya kendisinin sunduğu CD’ler gereğince alınan bilirkişi raporuna göre davacının davalı şirkete 10.225 Euro ödeme yaptığını, alacağın dava tarihi itibariyle 1 Euro’nun 3.92 TL’den hesabı ile 40.082,00 TL’den 20.000,00 TL’sini dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 20.082,00 TL’sinin ise ıslah tarihi olan 04/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine karar, Dairemizce yasa gereği bozularak kaldırılmış; davalı vekilinin temyiz itirazlarının ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu kez davacı vekili tarafından Dairemiz bozma ilamına yönelik olarak maddi hatanın düzeltilmesi talebinde bulunulmuştur.
1- Dava, bir miktar alacağın tahsili istemine ilişkin olup, Bölge Adliye Mahkemesi’nin karar verdiği tarih itibariyle temyiz kesinlik sınırı 47.530,00 TL’dir.
Somut olayda, davacı, tespit talebinde bulunmayıp ıslah ile birlikte 40.610,00 TL’nin tahsilini talep etmiş; mahkemenin davanın kısmen kabulü ile 40.082,00 TL’nin tahsili ve fazlaya ilişkin talebin reddine dair kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmasıyla, Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiş ve bu karara karşı davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmasıyla, Dairemizce temyiz kesinlik sınırında maddi hata yapılarak mahkemece verilen karar bozulmuştur. Dairemizce, temyiz kesinlik sınırı konusunda maddi hata yapılmış bulunduğundan davacı vekilinin maddi hatanın düzeltilmesi talebinin kabulü ile Dairemizin 19.12.2019 tarihli ve 2018/5669 E., 2019/8340 K. sayılı ilamının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2- Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi olan 04.10.2018 itibariyle Bölge Adliye Mahkemesi temyiz kesinlik sınırı 47.530,00 TL olup, bu meblağın altında kalan hükümler, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi uyarınca kesin niteliktedir. Davalı tarafın temyiz itirazına konu ettiği tutarın 40.082,00 TL olduğu gözetildiğinde, davalı vekilinin temyiz isteminin temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin maddi hatanın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Dairemizin 19.12.2019 tarihli ve 2018/5669 E., 2019/8340 K. sayılı ilamının KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, 17/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.