Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2020/1062 E. 2020/4935 K. 11.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1062
KARAR NO : 2020/4935
KARAR TARİHİ : 11.11.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Milas 3. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 28.11.2019 tarih ve 2019/16-2019/281 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ebeveynleri tarafından 29.04.1986 tarihinde Milas Halk Bankası Şubesi nezdinde… nolu vadeli mevduat hesabı açılarak bu hesaba % 45 faiz oranıyla 9 aylık vadelerde yenilenmek üzere 40.000,00 TL (TL’den 6 sıfır atılması öncesi) yatırıldığını, söz konusu hesabın vade sonunda faizin anaparaya eklenilerek aynı şartlarda temdit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin hesap cüzdanı ile davalı bankayla görüşmeler yaptığını, davalı banka tarafından hesapta 386,52 TL tutarında mevduat olduğunun belirtildiğini, yapılan hesabın hatalı olduğunu ileri sürerek müvekkilinin hesabında bulunması gereken paranın dava tarihine kadar ulaştığı bedelin tespiti ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiş 07.01.2014 havale tarihli ıslah dilekçesiyle dava değerini 50.000,00 TL’den 132.999.589,26 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından ibraz edilen belgeler uyarınca 29.04.1986 tarihinde 40.000,00 TL tutarlı, %45 faiz oranıyla 9 ay vadeli hesap açıldığını, müvekkilince 2000 yılı öncesine ilişkin kayıtların saklanılmaması nedeniyle bu tarih öncesinde yapılan işlemlerin tespit edilemediğini, söz konusu hesabın 2000-2004 yılları arasında 6 aylık dönemler halinde vadeli hesap olarak temdit edildiğini, 13.11.2004 tarihinde yeni hesap numarası sistemine geçilmesi nedeniyle 180.199.253 TL olarak paranın yeni hesaba devredildiğini, devredilen hesabın 20.12.2004 tarihinde 193.743.873 TL olarak temdit edildiğini 01.01.2005 tarihinden sonra Türk Lirası’ndan altı sıfır atıldığını, bu tarih itibariyle 193,75 TL olan hesap bakiyesinin vade ve faiz oranı bozulmadan güncellendiğini, söz konusu hesabın 10.06.2013 tarihi itibariyle bakiyesinin 415,85 TL olduğunu, davacının bunun haricinde alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, 10.06.2013 tarihinde davalı tarafın da kabulünde olduğu üzere hesapta 415,85 TL bulunduğu, güncel bakiyesinin 543,76 TL olduğu, davacının hesabından para çekmemiş olduğu, davalı bankanın ikrar ettiği miktarın bilirkişi raporlarında dava tarihi itibariyle çekilebilir olarak hesaplanan miktardan daha fazla olduğu gerekçesi ile davacının 29/04/1986 tarihinde Milas Halk Bankası Nezdinde 36094 nolu mevduat hesabında daha fazla para olması gerektiği iddiası ile dava açmış ise de aldırılan 22.05.2014 tarihli ek bilirkişi raporundan ve davalı bankanın kayıtlarından anlaşıldığı üzere sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının murisine ait banka 12.12.2011 tarihi itibariyle hesabında 386,52 TL bulunduğunun davalı banka hesap cüzdanından anlaşılması, davaya cevap tarihi itibariyle işlemiş mevduat faiziyle birlikte bu miktarın 415,85 TL’ye baliğ olduğunun davalı bankanın kabulünde olması, mirasçıların bu miktar mevduat alacağını her zaman bankadan çekebilecek olmaları, bu davada ise davacının ise murise halefen, bu miktarın üzerinde mevduat alacaklarının bulunduğunu iddia etmesi ve bu miktarı dava ve talep etmesine, yargılama sırasındaki tahkikat sonucuna göre davacı murisinin bu miktarın üzerinde bir alacağının bulunmadığının tespit edilmiş bulunmasına ve HMK m. 26 uyarınca talepten başkası veya fazlası için hüküm kurulamayacak olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 11.11.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞIOY

Davacı, davalı banka nezdindeki mevduat hesabında bulunan paranın tespiti ile bu miktardan şimdilik 50.000 TL’nin tahsilini talep etmiş; ıslahla dava değerini 132.999 TL’ye çıkarmıştır.
Mahkemece, ilk kararla davanın kısmen kabulüyle, 106,30 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar davacı tarafından temyiz edilmiş, davalı kararı temyiz etmemiş ve bu suretle bu kısım için davacı yararına usuli müktesep hak oluşmuştur.
Bozmadan sonra yapılan incelemede ise bu miktarın 543,76 TL’ye ulaştığı ve davacıya da ödenmediği tespit edilmiş olmakla bu kez hesapta bulunan paranın dava konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi usuli kazanılmış hakkın ihlali mahiyetinde olmakla onama kararına katılmıyorum.