YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/938
KARAR NO : 2020/3940
KARAR TARİHİ : 07.10.2020
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05.10.2018 tarih ve 2018/254 E- 2018/992 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 31.12.2018 tarih ve 2018/2542 E- 2018/1634 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 06.10.2020 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılardan Bekir’in davacı şirketin eski ortak ve müdürü olduğunu, bir çalışanın işçilik alacaklarına ilişkin şirkete açtığı davayı takip etmediğini, şirketi vekil ile temsil ettirmediğini, dava açılmasına kusuruyla sebebiyet verdiği gibi hiç bir savunma yapmayarak şirketin zarar görmesine neden olduğunu, davalı …’in de diğer ortak olup denetim hakkı olduğu halde hakkını kullanmadığını, kontrol yükümünü yerine getirmediğini, davalıların hisselerini devrederken işçilik alacaklarına ilişkin davadan haber vermediklerini, şirketin işçiye ödeme yapmak suretiyle uğradığı zararın tahsili için davalılar aleyhine başlatılan takibe itirazların haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini, icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı …, davaya cevap vermemiş, davalı … … vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, iş mahkemesince tahsiline hükmedilen işçilik alacaklarının şirketçe işçiye ödendiği, şirketin kararı temyizi üzerine Yargıtay’ın şirkete usulüne uygun bir tebligatın bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozduğu, davadan usulüne uygun olarak haberdar edilmeyen davalıların temyiz incelemesine kadar kusurlu kabul edilemeyeceği, Yargıtay’ın bozma kararından sonra mahkemenin görevsizlik kararı verdiği, 27.04.2016 tarihli ek kararla da davanın açılmamış
sayıldığı, davalıların ihmal suretiyle davacı şirkete zarar verdiği iddialarının yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesi’nce verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 07.10.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.