Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/800 E. 2020/3961 K. 08.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/800
KARAR NO : 2020/3961
KARAR TARİHİ : 08.10.2020

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09.05.2018 tarih ve 2018/77 E- 2018/404 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 06.12.2018 tarih ve 2018/1642 E- 2018/1577 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 06.10.2020 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı şirketin 14.12.2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında müvekkillerinin talebi üzerine TTK’nın 420. maddesi uyarınca 1 aylık erteleme kararı verildiğini, bu karara rağmen yasaya aykırı olarak finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların ertelenmeden görüşülüp genel kurulda 2, 7, 8 ve 11. maddeler ile kararların alındığını, alınan kararların yasaya aykırı olduğunu, kararlara ilişkin müvekkillerince muhalefet şerhi konulduğunu ve tutanağa geçirildiğini, sözleşme ve yasadan kaynaklanan çağrı usullerine uyulmadığını, TTK 395 ve 396. maddeleri kapsamındaki izinlerin usulsüz oylama ile verildiğini ileri sürerek, 14.12.2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2, 7, 8, 11 nolu kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacılardan …’ün müvekkili şirkette azlık pay sahibi olmadığından TTK’nın 420. m. dayanarak genel kurulda alınan kararların iptalini talep edemeyeceğini, davacıların azlık haklarını kötüye kullandıklarını, 14.12.2017 tarihli genel kurul toplantısından 15 gün önce şirkete ait finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yıllık faaliyet raporu, bağımsız denetim raporu, yönetim kurulunun hazırladığı kâr dağıtım teklifinin şirket merkezinde hazır bulundurulduğunun TTSG’de ilan edildiğini, şirketin internet sitesine konulduğunu, tüm pay sahiplerine iadeli taahhütlü mektuplarla bildirildiğini, ertelenen kararların 15.02.2018 tarihli genel kurulda görüşüldüğünü, davacıların toplantıya katıldıklarını, haksız şekilde yine erteleme talep ettiklerini, yıllık faaliyet raporunun şirketin yönetim kurulu tarafından hazırlanan şirketin ilgili yılına ilişkin faaliyetlerinin akışının, gelişiminin ve muhtemel risklerinin belirtildiği rapor olduğunu, yıllık faaliyet raporunun finansal tabloların müzakeresine bağlı bir husus olmadığını, yönetim kurulunun seçimi ve yönetim kurulu üyelerine ücret ödenmesine ilişkin kararların da finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular içinde yer almadığını, TTK’nın 413/3 m. finansal tabloların müzakeresinin ertelenmesi halinde yönetim kurulunun seçimi gündem maddesinin ertelenmesine yol açacak bir düzenleme olmadığını, yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 395 ve 396. maddelerinde sayılan izinlerin verilmiş olmasının da aynı şekilde finansal tabloların müzakeresine ilişkin olmayıp toplantıya çağrı ve ilanın usulüne uygun yapılmadığı iddiasının da doğru olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, TTK’nın 420. maddesi uyarınca erteleme talep edilmesine rağmen dava konusu kararların alınmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalı şirketin 14.12.2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2,7,8 ve 11 nolu kararların iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların birlikte %16,67 oranında payla azlık haklarına sahip oldukları, her bir davacının ayrı ayrı %10 pay sahibi olmasının gerekmediği, bilanço onaylanmadıkça aynı bilanço ile ilgili olarak yönetim kurulu faaliyet raporunun görüşülmesi mümkün bulunmadığından 2. maddenin finansal tabloların müzakeresi ve bağlı konular kapsamında olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 413/3 maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ve yenilerinin seçiminin finansal tabloların müzakeresi maddesiyle ilgili sayıldığı, bilanço görüşmeleri ertelenmesine rağmen mevcut yönetim kurulu üyelerinin yeniden seçilerek ücret takdirinin finansal tabloların müzakeresi maddesiyle ilgili bulunmakla finansal tabloların müzakeresi ertelendiğine göre, yönetim kurulu üyelerinin seçimi ve ücret takdirine ilişkin maddelerin görüşülmesinin de ertelenmesi gerektiği, TTK’nın 420 m. uyarınca finansal tabloların görüşülmesinin ertelendiği bir genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerinin şirketle işlem yapma izni yönünden alınan kararın bilanço görüşmeleriyle ilgili olması nedeniyle ilgili gündem maddesinin karara bağlanmasının doğru olmadığı, TTK’nın 395.ve 396. maddelerinde sayılan izinlerin verilmesinin davacıların 2.016.667 red oyuna karşılık diğer ortakların 10.083.333 olumlu oyu ile kabul edildiği, bu maddenin oylanmasında TTK’nın 436/1 m. gözönünde bulundurulduğunda %66,667 hisse sahibi YK üyesi … dışında ki YK üyeleri için izin verilmesine ilişkin karar yeterli nisapla alınmış ise de, esasen yönetim kurulu üyelerine izin verilmesi kararı bilanço görüşmeleriyle ilgili bulunduğundan görüşülmesi ertelenmesi gereken bir gündem maddesi olduğundan, tüm yönetim kurulu üyeleri açısından da alınan kararın bilanço ile ilgili sayılması karşısında bilanço görüşmelerinin ertelendiği bir toplantıda alınmaması gereken kararlardan olduğu gerekçesiyle, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 08.10.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.