Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/789 E. 2019/7457 K. 25.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/789
KARAR NO : 2019/7457
KARAR TARİHİ : 25.11.2019

MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Denizli Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07/06/2017 tarih ve 2013/737 E. – 2017/551 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 03/12/2018 tarih ve 2018/581 E- 2018/1940 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalılar aleyhine Denizli 4. İcra Müdürlüğünün 2013/859 sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, davalıların süresi içinde borçlu olmadıkları itirazları üzerine takibin durduğunu, borçluların itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek, davalıların itirazının iptali ile asgari % 20 inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiş, 28/01/2016 havale tarihli ıslah dilekçesi ile itirazın iptali davasını alacak davasına dönüştürdüğünü ve 02/04/2013 tarihi itibariyle 2.126.532,00 TL alacağın davalılardan tahsil edilerek davacı bankaya verilmesini ve asıl alacağa dava tarihinden itibaren %36 oranından az olmamak üzere artan oranlarda temerrüt faizi ile faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili; aynı borcun kapatılmasına yönelik olarak Denizli İcra Müdürlüğünde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine konu edildiğini, bu nedenle borçlarının bulunmadığını belirterek davanın reddi savunmuştur.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalı … Demir San. Ve Tic. Ltd. Şti. İle davalı banka arasında 10/05/2011 tarihinde 2.000.000 TL limitli genel kredi sözleşmesi akdedildiği ve bu sözleşmeyi diğer davalıların 2.500.000 TL limitle müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, sözleşmeye istinaden davacı banka tarafından davalı şirkete kullandırılan kredilerin 13/12/2012 tarihi itibariyle kat edildiği, davacının dava tarihi olan 02/04/2013 tarihi itibariyle davalılardan 2.034.742,07 TL asıl alacağın, 63.416,00 TL işlemiş faizin ve 3.170,00 TL BSMV olmak üzere toplam 2.101.328,87 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; davalılara keşide edilen 06/11/2014 tarihli ihtarnamede sadece borçlu cari kredi hesabının kat edildiğinden bahsedildiğinden, sözü edilen masraf ve şirket kredi kartından kaynaklanan alacak icra takibine konu edilmediğinden davacının masraf ve kredi kartı alacağı yönünden ayrıca dava yoluna gidilebileceği gerekçesiyle bu yönden istinaf başvurusunun esastan reddine, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 5.maddesinin c ve h bentlerine göre; gerek kredi gerekse temerrüt faiz oranlarında ortaya çıkan artışlar borçluya aynen yansıtılır ve banka tek taraflı olarak ve müşteriye ihbarda bulunmaksızın bu faiz oranını arttırmaya da yetkili olduğuna göre, Merkez Bankasına da bildirilen 27/12/2012 tarihli 30 sayılı yönerge doğrultusunda uygulanması gereken temerrüt faiz oranı % 36 olduğundan davacı bankanın istinaf talebi yerinde görülmüş, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile; toplam 2.101.328,87 TL alacağın ve asıl alacak kalemine dava tarihi olan 02/04/2013 tarihinden itibaren % 36 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına ve davanın alacak davası olarak ıslah edilmiş olması nedeniyle itirazın iptali davasındaki icra masraflarının bu davada istenemeyecek olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Davacı kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali davasını ıslah ile aynı sözleşmeden kaynaklanan alacak davasına çevirmiştir. Ancak, davacı ıslah dilekçesi ile birlikte asıl alacağını icra takibinde talep edilmeyen kredi kartı borç tutarı için de arttırmış olup, ıslah ile alacak miktarının arttırılması mümkündür. Bu durumda, mahkemece ıslah dilekçesiyle talep edilen kredi kartı borç tutarına yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılarak neticesine göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle bu talep yönünden davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.
3- Ayrıca, taraflar arasıdaki sözleşmenin 5-c maddesi uyarınca temerrüt faizi, kısa vadeli ticari faiz oranının % 50 fazlası olarak belirlenmiş olması nedeniyle, davacının tüm alacağın tahsiline kadar bu oran üzerinden temerrüt faizi talep etme hakkı bulunmaktadır. İstinaf mahkemesince alacağın % 31 oranında temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiş ise de; bu oranın karar tarihininden sonra değişebileceği göz önüne alınarak, alacağın karar tarihindeki faiz oranı ve değişen oranlarda temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken, sabit oran üzerinden tahsiline karar verilmesi isabetli olmamış olup, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair istemlerinin REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklananan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 25/11/2019 tarihinde oybirlğiyle karar verildi.