YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/67
KARAR NO : 2020/4494
KARAR TARİHİ : 27.10.2020
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Yozgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 19.07.2019 tarih ve 2012/177 E. – 2018/546 K. sayılı kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 27.10.2020 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalılar vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların müvekkilinden “…hisse senedi devir ve kabul sözleşmesi …” yazılı bir belge karşılığında 48.000-DM tahsil ettiğini, müvekkiline parasını her istediği anda alabileceği ve yüksek oranda kâr garantisinin verildiğini ancak, herhangi bir kâr ve para ödemesi yapılmadığını, yapılan işlemin mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, davalıların taahhütlerini yerine getirmeyerek sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, şimdilik 32.536,58-TL’nin davalılardan tahsilini, hisse senedi satımı yapılamayacağının ve davalı şirketlerle kurulmuş geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitini ve ilgili mevzuata aykırı şekilde kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığı; davalı şirketin ve yetkililerinin, primli pay senedi çıkarma yetkisi olmaksızın, nominal değerin üzerindeki bedel üzerinden “Ortaklık Sözleşmesi”, “Taahütname”, “Hisse Senedi Talep Formu” ve “Hisse Devir Kabul Sözleşmesi” adlı belgeler ile yüksek kar ve istenildiği zaman para iadesi vaadi ile şeklen ortak görünen gerçek kişilerin iradesini fesada uğratma yönündeki haksız eylemlerinden ötürü, davacının vaki zararından haksız fiil hükümleri çerçevesinde sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalılardan Yimpaş Gıda A.Ş. yönünden davanın husumet nedeniyle usulden reddine, diğer davalılar yönünden ise taraflar arasında ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitine, yapılan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğüne, 48.000,00 DM karşılığı 51.127,20 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, davalı şirketler ile geçerli şekilde ortaklık ilişkisi kurulmadığı için davalı şirketlerin ortağı olmadığının tespiti ile bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 41. maddesinde 25/3/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması Ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici maddenin eklendiği belirtilmiş olup, işbu geçici 4. maddede ”31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanun’un 52/1-h maddesinde de işbu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.
Bu durum karşısında, mahkemece taraf iddia ve savunmalarının Sermaye Piyasası Kanunu’nun 16. maddesi ve anılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek üzere kararın re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma nedenine göre duruşma vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, 27.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.