Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/612 E. 2019/7443 K. 25.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/612
KARAR NO : 2019/7443
KARAR TARİHİ : 25.11.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 03/10/2018 tarih ve 2018/17-2018/1060 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı ile 01/12/2006 tarihinde akdedilen 21/12/2006-21/12/2007 tarihleri arasında geçerli olan sözleşme ile üstlendiği taşıma işini yerine getirdiğini, sözleşmenin 9. maddesi gereğince teminat olarak verilen Alternatif Bank … Şubesi’nden alınan 57.176,00 YTL bedelli süresiz kesin teminat mektubunun iade edilmesi gerektiğini, ancak davalının yazılı taleplere rağmen iade yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek, 29/11/2006 tarihli 57.176,00 YTL bedelli teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespitine, tespit anına kadar geçecek süre için doğabilecek devre komisyon ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafından Ambarlı-Kumport limanından İstanbul sigara fabrikasına tütün nakliyesi işinin sözleşme kapsamında gerçekleştirildiğini, ancak konteynerlerin boşaltılması esnasında tabanda ıslaklık tespit edildiğini, tütün emtiasının kullanılamaz hale geldiğini, işbu hasar nedeniyle konteynerin sahibi ve deniz taşımacılık işlemini yapan Arkas Denizcilik A.Ş.’ye ve sigorta şirketine tazminat davası açıldığını, idarenin zararının 161.256,00 YTL olduğunu, davacı firmanın tütünlerin hasarlanmasında sorumluluğu sözkonusu olabileceğinden teminatın iadesi talebinin kabul edilmediğini, teminat mektubu veren kişinin riskin tamamen ortadan kalktığını, borçlarını ödediğini, edimleri ifa ettiğini kanıtlamadıkça teminatın nakde çevrilmesine mani olamayacağını, dolayısıyla bu aşamada teminat mektubunun iadesine olanak bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılanma sonucunda, bozma ilamı gereğince davacı vekiline devre komisyon ücretine ilişkin talebinin açıklattırıldığı, davacı vekilinin, taleplerinin, dava tarihi olan 27/11/2008 öncesinde ödenmiş olan tüm devre komisyon ücretlerine denk gelen 1.715,28 TL’nin davalıdan tahsiline ilişkin olduğunu bildirdiği, sözleşme süresi sonunda teminat mektubunun hükümsüz hale geldiği, davacının dava tarihinden önce ödenen komisyonları davalıdan talep etme hakkı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, A Bank tarafından düzenlenen 29/11/2006 tarihli … no’lu 57.176,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespitine, komisyon ücreti talebinin kabulü ile 1.715,28 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Dava, teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ve dava anına kadar teminat mektubu nedeniyle ödenen devre komisyon ücretlerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda, davacı vekilinden devre komisyon ücretine ilişkin talep hakkında açıklama istenilmiş, davacı vekili mahkemeye hitaben vermiş olduğu 20.06.2018 tarihli dilekçesiyle, davalıya 23.07.2008 tarihinde göndermiş oldukları yazıyla, teminat mektubunun iade edilmemesi sebebiyle fuzuli olarak ödemek zorunda kaldıkları devre komisyon ücretlerinin iadesini talep ettiklerini dolayısıyla davalı yanın zikredilen tarihten itibaren fuzuli olarak devre komisyon ücreti ödendiğinden haberdar olduğunu, bu nedenle 23.07.2008 ila dava tarihi olan 27.11.2008 arasında ödenen devre komisyon ücretinin taraflarına ödenmesi gerektiğini ancak hak kaybına uğramamak için dava tarihinden önce ödenen tüm devre komisyon ücretlerinin toplamına tekabül eden 1.715,00 TL üzerinden harç yatırdıklarını beyan etmiştir. Mahkemece, davadan önce ödenen tüm devre komisyon ücretlerinin toplamı olan 1.715,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmişse de, yukarıda zikredilen talep ve açıklama dilekçesi gözetildiğinde, davacının talebinin 23.07.2008 ila dava tarihi olan 27.11.2008 tarihine kadar ödenen devre komisyon ücretlerinin iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, mahkemece, 23.07.2008 ila dava tarihi olan 27.11.2008 tarihleri arasında hangi tutarda devre komisyon ücreti ödendiği tespit edilerek, bu tutar üzerinden hüküm kurulması gerekirken talebi aşar şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir .
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2 )numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.