Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/5424 E. 2020/3626 K. 28.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5424
KARAR NO : 2020/3626
KARAR TARİHİ : 28.09.2020

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy (Kapatılan) 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13.03.2017 tarih ve 2016/118 E.- 2017/58 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 08.11.2019 tarih ve 2017/2984 E.- 2019/2427 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili adına 2003/13131 tescil numaralı “POLİSAN MATRİX” ibareli markanın sahibi olup, 01 ve 02 sınıflarında tescilli olduğunu, davalının aynı sınıflarda 2011/27942 tescil numaralı “KALE MATRİX” ibareli markayı tescil ettirdiğini, davalının daha önce tescilini yaptırdığı 2003/14193 MATRİX, 2006/65102 numaralı MATRİX EKONOMİK DIŞ CEPHE BOYASI, 2006/49476 numaralı MATRİX SİLİKONLU İÇ CEPHE BOYASI, 2006/46575 numaralı MATRİX SİLİKONLU DIŞ CEPHE BOYASI ibareli markaların mahkeme kararıyla hükümsüz kılındığını, müvekkili adına tescilli marka ile davalı markasının karşıtırılma ihtimali mevcut olduğundan hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu olan markanın asıl ibaresi “KALE” olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Matrix ibaresinin Bakırköy 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/216 Esas, 2016/56 Karar, Bakırköy 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/47 Esas, 2014/203 Karar, İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2009/126 Esas, 2012/49 Karar sayılı ilamlarında esas alınan sektör bilirkişisi tarafından belirlenen ifadesi ile İngilizcede ince parkütürleri ve konpozit birleşenleri bağlayan malzeme anlamına geldiği, bu kelimenin Türkçeye Matrix olarak çevrildiği, gerek kimya ve gerek inşaat sektöründe bir birleşeni oluşturan ana yapı anlamında kullanıldığı, dolayısıyla matrix ibaresi herhangi bir boyayı oluşturan ve yaygın kullanımda bağlayıcı olarak kullanılan ve boyaya temel özelliklerini veren ana birleşen anlamına geldiği, bu durumda Matrix ibaresinin boya sektöründe kullanılan ayırt edicilik niteliğini taşımayan zayıf marka özelliğine sahip olduğu, davacı ve davalı markalarında ticaret unvanlarındaki asıl ibarenin birleştirilerek tescil edildiği, davacı markasındaki Polisan ve gülen yüz işareti ile davalı markasındaki kale ibaresinin ortak unsur olan Matrix sözcüğüne daha yüksek bir ayırt edicilik sağladığı, çatı marka konumundaki Kale ibaresinin genel izlenimde hakim olduğu
bu nedenle alt seviyede ayırt edicilik taşıyan Matrix ibaresine müşterek olmasından hareketle taraf işaretlerinin benzerliğinin söz edilemeyeceği, görsel olarak da markaların farklı yazılışlara sahip olduğu, mal ve hizmetlerin benzerliğinde ortalama alıcı kitlesinin her iki marka arasında bağlantı kurma, her iki malın kaynağının aynı firmaya ait olduğu düşüncesi oluşmayacağı, iltibas ihtimalinden de bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, davalının davacı markası ile aynı sınıflarda ve aynı/benzer emtia grubunda tescilli, 2011/27942 tescil numaralı “KALEMATRİX” ibareli markasının davacı markası ile iltibas yaratma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 28.09.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.