Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/5414 E. 2020/3119 K. 23.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5414
KARAR NO : 2020/3119
KARAR TARİHİ : 23.06.2020

MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/03/2017 tarih ve 2014/281 E- 2017/52 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 22/11/2019 tarih ve 2017/3165 E- 2019/2577 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, eski milli güreşçi, Dünya ve olimpiyat şampiyonu …’nin mirasçısı olup murisin Türkiye’de ilk şehirlerarası otobüs işletmeciliği yapan kişilerden biri olduğunu, bu amaçla şirket kurup işletmesinde 1995 yılına kadar “GAZANFER BİLGE” ibaresini kullandığını, 1994-1995 yıllarında İstanbul/Harem otogarındaki ofisini üzerinde “GAZANFER BİLGE” ibaresi yazılı olarak başka otobüs firmalarına kiraladığını, murisin 2008 tarihinde ölümü sonrasında müvekkilinin şirket yetkilisi olarak 2012 yılı sonuna kadar ticari faaliyetine devam ettiğini, “GAZANFER BİLGE” markasını tescil edilmemiş olsa dahi yaratan ve tanınmış hale getirenin … ve müvekkili olduğunu, şirketin halen tüzel kişiliğini devam ettirdiğini, davalının 2011/34219 numarası ile “GAZANFER BİLGE+ŞEKİL” ibaresini içeren, müvekkilinin murisinin ad-soyad ve resmi bulunan markayı kendi adına 11/10/2012 tarihinde tescil ettirdiğini, ayrıca İstanbul/Harem otogarında otobüs yazıhanesi açarak işlettiğini, davalının nu şekildeki kullanıma sözlü ikazlara rağmen devam ettiğini, davalının bu davranışının 556 sayılı KHK’nın 8/3-a ve 8/5 maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek, davalının 2011/34219 sayılı markasının hükümsüzlüğünün tespiti ile sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının markanın tescil edilmesinden sonra itirazda bulunmayıp müvekkiline herhangi bir ihtarname göndermediğini, tescil tarihinden itibaren uzun süre geçtiğini, davacının ortağı olduğu şirketin sahibi olduğu taşınmazları kiraya verme dışında otobüs işletmeciği gibi bir faaliyetinin olmadığını, bu nedenle davacı ve davalının faaliyet alanlarının farklı olduğundan müşteri kitlelerinin aynı olmadığını, davacının üzerinde tabela ile birlikte Harem otogarında bulunan ofislerini başka firmalara kiraya vermesi ve bu firmaların kazanç sağlamasına davacının 20 yıldır göz yumduğunu, davacının sessiz kalma suretiyle hak kaybına uğradığını, davacının ortağı olduğu ünvanında “GAZANFER BİLGE” ibaresi bulunan şirketin tasfiye halinde olduğunu, TTK 643 maddesine göre tasfiye halindeki şirketlerde aktif kazanç sağlama gayesi sona ereceğinden davacının marka hakkına dayalı talebinin malvarlığının aktifine ilişkin bir hak olması sebebiyle hukuken kabul edilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar davacı, dava konusu markada öncelikli kullanım hakkı bulunduğu iddiasıyla 556 sayılı KHK’nin 8/3/a maddesi uyarınca hükümsüzlük talep etmişse de, dava konusu markayı daha önce tescilsiz olarak Tasfiye Halinde Gazanfer Bilge Gıda Turizm İnşaat Organizasyon Ve Ticaret Limited Şirketi’nin kullandığı, davacının marka kullanımının olmadığı, bu nedenle marka üzerinde gerçek hak sahibi olmadığı, ancak davacının, murisin ad-soyad ve resmini korumada TMK’nın 26. maddesi gereğince mutlak hak sahibi olduğu, davacının 556 sayılı KHK’nın 43. maddesi kapsamında “zarar gören kişi” sıfatını haiz olduğu, murisine ait adın ve fotoğrafın marka olarak kullanılması ve davalının kötü niyetli tescili nedeniyle 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesi uyarınca markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep edebileceği, hükümsüzlük koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı adına tescilli 2011/34219 numaralı “GAZANFER BİLGE+şekil” markasının 556 sayılı KHK’nın 8/5 ve 42/1-b maddeleri uyarınca hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 23/06/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.