YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5367
KARAR NO : 2021/5316
KARAR TARİHİ : 23.06.2021
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 07.11.2019 tarih ve 2019/451-2019/1099 sayılı kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 22.06.2021 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av….. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin herhangi bir talimatı olmaksızın davalı banka nezdinde bulunan mevduat hesabından usulsüz para çekildiğini ve hesabının boşaltıldığını, davalı banka tarafından müvekkilinin uğramış olduğu zararın en kısa sürede giderileceği bildirildiği halde zararının tazmin edilmediğini, davacının hesabına 150.000 USD ve 338.200,00 TL yatırdığını, toplam 72.500,00 TL para çekme işlemi yapıldığını, başkaca para çekilmediğini ileri sürerek, davacının hesabından hukuka aykırı olarak çekilen 490.700,00 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, banka nezdinde bulunan hesaptan yapılan tüm işlemlerin davacının bilgi ve onayı dahilinde yapıldığını, davalı bankaya atfedilecek ve sorumluluğu gerektirecek bir olgu bulunmadığını, hesaptan usulsüz havale işlemini gerçekleştiren görevli personelin davacının kardeşinin eşi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının talimatı olmaksızın hesabından banka çalışanı … tarafından …’a havale edilen 275.000,00 TL’nin tamamından davalı bankanın sorumlu bulunduğu, geri kalan (490.700.- TL- 275.000,00 TL =215.700.- TL) 215.700.- TL’sinden ise dosya içerisinde yer
alan BDDK raporunda, davacının elektronik posta adresinden davalı banka çalışanının bilgisayarına gönderildiği bildirilen e-postaların banka tarafından banka çalışanının ayrılması nedeniyle silindiğinin ve söz konusu e-postalara teknik olarak ulaşılmasının mümkün olmadığının ifade edildiği, banka çalışanı …’in bilgisayarı üzerinde yapılan incelemede …’e ait bazı e-postaların arşivlenmiş olduğu, söz konusu e-postalarda davacı …’ten gelen mesajların da bulunmasına rağmen bunların dava konusu işlemleri kapsamadığı, ceza dava dosyasında davaya konu miktarın davacının bilgi ve rızası dışında sahte talimatlarla çekildiği belirtilip bu miktarın banka çalışanı sanık …’in zimmetinde olduğu kabul edilerek mahkumiyet hükmü kurulduğu, dava konusu 215.700,00 TL’lik kısım için davacı tarafından elektronik posta talimatı verildiğinin ve işlemlerin bu talimatlarına istinaden yapıldığının davalı banka tarafından kanıtlanamadığı nazara alındığında davacının müterafik kusurunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 490.700,00 TL’nin 20.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 25.139,78 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 23.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.