YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5338
KARAR NO : 2021/5519
KARAR TARİHİ : 15.09.2021
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17.01.2018 tarih ve 2014/758 – 2018/20 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmalı, davalı vekili tarafından duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 14.09.2021 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının, Telsim GSM operatörlüğü yaptığı dönemde davalı ile akdedilen Şebekeler Arası İrtibat ve İşbirliği Sözleşmesi uyarınca istasyon ve diğer cihazlar için davalıdan alt yapı hizmeti alındığını, daha sonra davalının tek taraflı olarak 30.05.2001 gün ve 714 sayılı Alt Yapı Kullanım Yönetmeliği çıkardığını, bu uygulamanın kullanılan enerji miktarına göre (kurulu sistemlerin maksimum güçleri oranında) ücretlendirme yapılmasını öngördüğünü, bahsi geçen alt yapı hizmetleri için müvekkili adına kesilmiş 2005/Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için kesilen faturalar incelendiğinde davalı kurum binalarında bulunan müvekkiline ait sistemlerinin güçlerinin çok yüksek değerlendirildiğinin tesbit edildiğini, bu nedenle faturalara itiraz edildiğini, temmuz ayındaki faturanın diğer faturaların çok altında belirlendiğini, davalının 05.01.2006 gün ve 5050/02 sayılı yazısında “kasım 2005 mahsuplaşması” açıklaması ile müvekkili şirkete ait alacağın 168.553,71 TL’nin mahsup edildiğinin bildirildiğini, müvekkilinin bunun 6.353,43 TL’yi kabul ettiğini, taraflar arasında 29.07.2006 tarihli mutabakat zaptı düzenlendiğini ve buna göre tarafların 01.07.2005 tarihinden öncesine yönelik herhangi bir hak talebinde bulunamayacaklarını, dava konusu faturaların 01.07.2005 tarihine ait olduğu ve kesintinin haksız olduğunu, davalının hem mevcut olmayan borç için mahsup yaptığını hemde mutabakat anlaşmasını ihlal ettiğini ileri sürerek mahsup edilen 162.180,00 TL’nin mahsup tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, mahsup işleminin prokokol ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, davaya konu miktarın davacı tarafından ihtirazi kayıtla ödenmeyen ana para ve gecikme bedeli toplamı olduğunu, 01.07.2005 tarihli mutabakat zaptına göre belirlenen etiket güçlerinin daha önceki dönemlere uygulanmasına yönelik her hangi bir taleplerinin olmayacağını kararlaştırdığını, fazladan alındığı iddia edilen fark 01.07.2005 tarihinden öncesine ait olduğundan mutabakat zaptı ile ilişkilendirilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca, 29.07.2005 tarihli mutabakatın dava konusunu kapsamadığı, davacının, davalı tarafından haksız olarak mahsup edilen tutar içinde yer alan 2005/Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için düzenlenen faturaların sözleşme ve protokol hükümlerine aykırı olarak fahiş düzenlendiğinden bahisle tek tek itiraz etmiş ise de bilirkişi kurulunun yaptığı inceleme ve tespitlere göre faturaların 2001 yılında çıkarılan yönetmeliğe uygun olarak düzenlendiği, dava konusu edilen Şubat 2005-Haziran 2005 dönemindeki enerji bedellerinin davalı tarafça 2004 Kasım, Aralık ve 2005 Ocak aylarında da aynı usul ile hesaplandığı, davacının aynı usul ile hesaplanan bu aylara ait bedellere itiraz etmediği, davalı yanın enflasyon oranındaki artırma dışında ücret değişikliği yapmadığı, sadece Ataşehir, Sultançiftliği, Aydınlık ve Şile için olağandışı ücretlendirme yapılıp fazladan 13.610,45 TL KDV dahil taahakkuk ettirildiği, davacının beyan ettiği değerlere göre aynı cihaz için farklı yerlere farklı güç kullanıldığı iddiasının teknik açıdan mümkün olamayacağının da teknik bilirkişi kurul raporu ile tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 3.050,00 TL vekalet ücretinin bir taraftan alınarak yekdiğerine verilmesine, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 885,33 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 15.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.