Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/5196 E. 2020/3793 K. 05.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5196
KARAR NO : 2020/3793
KARAR TARİHİ : 05.10.2020

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31.01.2017 tarih ve 2015/1599 E- 2017/181 K. sayılı kararın davalı vekili ve feri müdahil TMSF vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 18.09.2019 tarih ve 2019/1339 E- 2019/1123 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili ve feri müdahil TMSF vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle
dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacıların 14.10.1999 tarihinde Yurt Bank Bursa Şubesi’ne 80.000,00 TL yatırdıklarını, 27.12.1999 tarihi ile paranın 95,088,16,00 TL’ye ulaştığını, daha sona bankaya el konulması üzerine paranın tahsil edilemediğini ileri sürerek, ödenmeyen 95.088,16 TL’nin 27.12.1999 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili ve feri müdahil TMSF vekili, davanın zamanaşımına uğradığını hak düşürücü sürenin geçtiğini, kendilerine husumetin düşmediğini, davacının talebinden davalıların sorumlu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacıların 14.10.1999 tarihinde Yurtbank A.Ş’ye 80.000,00 TL yatırdığı, 27.11.1999 tarihi itibariyle 7.327,66TL faiz alacağının doğduğu, vade sonunda davacının alacağının toplam 87.327,66TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 87.327,66 TL alacağın 27.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili ve fer’i müdahil TMSF vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, paranın yatırıldığı 14.10.1999 tarihinden 27.12.1999 tarihine kadar avans faizi işletilmesi gerektiği, buna göre davacıların 12.975,34 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu, davacılara ödenen 6.600,00 TL ödeme düşüldüğünde davacıların 6.375,34 TL işlemiş faiz alacağı kaldığı gerekçesiyle, davalı vekili ve fer’i müdahil TMSF vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile 86.375,34 TL alacağın 80.000,00 TL’sine 27.12.1999 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalı bankadan tahsiliyle davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ve fer’i müdahil vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, bölge adliye mahkemesince uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekili ve feri müdahil TMSF vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Bölge Adliye Mahkemesi’nce uyulmasına karar verilen, Dairemizin 2017/4602 Esas, 2019/3492 Karar, 07.05.2019 tarihli bozma kararında ; taraflar arasında mevduat ilişkisi olmadığı, Yurt Bank yöneticileri ve çalışanlarınca müşterilerin iradelerinin sakatlandığı ve mevduatların usulsüzce off-shore hesaplara aktarıldığı, buna göre davacıların alacağının haksız fiile dayalı olduğu, davacıların yatırdığı 80.000,00 TL mevduattan davacılara ödenmiş olan 6.600,00TL’nin mahsubu ile kalan tutara taleple bağlı kalınarak 27.12.1999 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır. Esasen Dairemizin yerleşik uygulaması bu yöndedir. Bölge adliye mahkemesince bozma ilamına uyulmasına kararı verilmesine rağmen bozma ilamı yanlış yorumlanarak davacıların yatırdığı 80.000,00 TL’ye paranın yatırıldığı 14.10.1999 tarihinden 27.12.1999 tarihine kadar avans faizi işletilmesi gerektiğinden bahisle 12.975,34 TL işlemiş faiz alacağı hesaplanması, bu faizden de davacılara ödenen 6.600,00 TL ödeme düşülerek davacıların 6.375,34 TL işlemiş faiz alacağı kaldığı hesaplanarak 86.375,34 TL alacağın 80.000,00 TL’sine 27.12.1999 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalı bankadan tahsiliyle davacılara ödenmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla bölge adliye mahkemesince, 80.000,00 TL mevduattan davacılara ödenmiş olan 6.600,00 TL’nin mahsubu ile kalan tutar olan 73.400,00 TL’nin 27.12.1999 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin ve fer’i müdahil vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekili ve feri müdahil TMSF vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı bankaya iadesine, 05.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.