Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/5098 E. 2020/2734 K. 10.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5098
KARAR NO : 2020/2734
KARAR TARİHİ : 10.06.2020

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/02/2019 tarih ve 2018/228 E. – 2019/59 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 08/10/2019 tarih ve 2019/1826 E- 2019/2041 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı adına TPMK nezdinde 2015/06187 sayı ile tescilli “evital caropella”, 2014/81850 sayı ile tescilli “evital”, 2014/73473 ve 2014/76856 sayı ile tescilli “şifa garden evital” markalarının, Doytat Şirketi adına tescilli 2008/34101 sayılı marka, Seçkin Şirketi adına tescilli 2001/24510 sayılı marka, Bosca Şirketi adına tescilli 2013/01997 sayılı marka ve … adına 2008/47678 sayı ile tescilli marka ile benzer şekilde kullanımı sebebiyle kötü niyetle tescil edilmiş olduğunu, davalı yan kullanımının söz konusu şirket ve kişilerin Sınai Mülkiyet Kanun’undan doğan ve TTK‘dan doğan haklarını ihlal eder nitelikte olduğunu, markaların aynılık derecesinde benzer olduklarını ileri sürerek davalı adına TPMK nezdinde tescilli anılan markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili adına tescilli markaların hükümsüzlüğünü istemekte menfaat sahibi olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemeince, 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu’nun 25/2 maddesine göre, aynı Kanun’un 6. maddesi hükmü kapsamında iltibas iddiasına dayalı olarak markanın hükümsüzlüğünü menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları ile ilgili kurum ve kuruluşların isteyebileceği, davacının zarara uğrama tehlikesi altında veya dava konusu markaları kullanabilme olanağına da sahip bulunmadığı, bu itibarla davacının hukuki yararının bulunmadığı, davacı yetkili ile davalı arasında Bakırköy 9. Aile Mahkemesinin 2018/150 D.İş sayılı dosyasından da anlaşıldığı üzere ihtilaf bulunduğu, bu durumda davanın kötü niyetle açıldığı gerekçesi ile davacının davasının hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin kararının yerinde olduğu, davacı tarafın davalı ile aynı sektörde faaliyet gösterdikleri ve bu nedenle de hukuki menfaatin bulunduğuna ilişkin istinaf sebebinin de yerinde olmadığı, zira davacının iştigal alanının “…her türlü gıda maddelerinin üretimi, toptan ve perakende alımı, satımı, ithalatı, ihracatı, yaş meyve, sebze alımı, ithalatı, taze ve kuru tüm meyveler, bisküvi, çikolata, şekerleme ve benzeri maddeler, bebek mamaları, dondurulmuş, kurutulmuş, konservesi yapılmış besin maddelerinin pazarlanması…”gibi pek çok alandan oluştuğu, somut uyuşmazlık yönünden davalının hangi markasının davacının hangi iş ürünü, ünvanını yahut işletme adını etkilediğinin açıkça belirterek somutlaştırılmadığı, keza davacının zarara uğrayan veya uğrama ihtimali bulunan ya da söz konusu işareti kullanabilme olanağı haksız biçimde kısıtlanan yahut kısıtlanma tehlikesi altında olan bir tüzel kişi olduğuna ilişkin delil ibraz edilmediği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karear verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10/06/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.