Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/5009 E. 2021/4897 K. 09.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5009
KARAR NO : 2021/4897
KARAR TARİHİ : 09.06.2021

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Çorum 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 29.03.2019 tarih ve 2010/364 E- 2019/314 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce verilen 18.10.2019 tarih ve 2019/1434 E. – 2019/1387 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, muris … tarafından hazırlanmış olan “Çorum Binevler Uydu Kent Projesinin” Çorum Binevler bölgesinden Çorum eski yerleşkesine ve Çorum Çimento Fabrikasına kadar olan alanın tip konut alanı işaretli parseller üzerine yapılması öngörülen konut mimari projeleri ile merkez çarşı işaretli parsel üzerine yapılması öngörülen merkez çarşı projesini kapsadığını, bu projenin hızlı nüfus artışının ve köyden kente göçün neden olduğu kentleşme ihtiyacını karşılayarak gecekondulaşma ve çarpık yapılaşmayı ortadan kaldırmayı amaçlayan aynı zamanda Anadolu kültür ve yaşam tarzına uygun ve bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasını da hedef alan ilim ve güzel sanat eseri olduğunu, davalının mülkiyetindeki arsa üzerinde bulunan villasında projeye aykırı değişiklik ve eklentilerin yapıldığının tespit edildiğini, yapılan değişikliklerin murisin hakkına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek, esere tecavüzün ref’ine, projeye aykırı olarak yapılmış eklenti ve değişikliklerin kal’ine, projeye uygun hale getirilmesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 9.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş, davalının davaya konu taşınmazı 2004 yılında arsa olarak aldığını, belediyenin kontrolünde inşaatını yaptığını, davacıların murisine ait projenin Belediye tarafından değiştirildiğini, bu nedenle davacıların muhatabının ancak Belediye olabileceğini, bir bütün halindeki proje ve binaların iddia edildiği gibi FSEK maddesi 2/3 ve 4/3 anlamında bir proje ve mimari eser olmadığını, davalının hak ihlalinde bulunmadığını ve davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacıların murisinin çizdiği mimari projeye davalı tarafından yapılan bir tecavüzün söz konusu olmadığı, keşif sonrası düzenlenen teknik bilirkişi raporunda davaya konu binanın mimari projeye aykırı yapıldığı belirtilmiş olmakla birlikte bu değişikliklerin davacıların murisinin mimari projesine değil ruhsata konu başka bir mimari projeye aykırı olduklarının belirlendiği, davacıların murisinin mimari projesine aykırı bir durum değil binanın yapılmasına dayanak mimari projeye aykırı bir husus olduğundan tespit edilen aykırılığın davanın konusunu oluşturmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının ve dava konusu alanı da içine alan bölgede şehir plancısı … n’a yeni bir imar planı yaptırıldığı ve söz konusu imar planının Çorum Belediye Meclisi’nin 30.10.1990 tarihli kararı ile kabul edildiği, dolayısıyla dava konusu alanı da kapsayan bölgenin davacı … tarafından yapılan planların yeni planla yürürlükten kaldırıldığı, davacıların daha sonra Belediyece yapılan imar planlarının iptali için Çorum İdare Mahkemesinde açtığı davanın reddedildiğinin anlaşılmasına, Belediye nazım ve uygulama imar planı değişikliği ile davalıya isnat olunan eylem arasında illiyet bağının bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Dava, davacıların murisinin Çorum Belediyesi için “Binevler Uydu Kent Projesi” adı ile 1974 yılında hazırladığı nazım ve uygulama imar planlarında, çeşitli tiplerde konut yapılması için, L, K, T, V ve Y tipi mimari projeler öngörüldüğünü, ancak işaretli parseller üzerinde yapılması öngörülen tip projelere aykırı olarak davalı tarafından inşa olunan konutun tip projesinde, önemli değişiklikler yapılması nedeniyle eserden doğan haklarının ihlal edildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
FSEK’in 22/2. maddesi uyarınca, mimarlık eserlerine ait plan, proje ve krokilerin uygulanması da eserin çoğaltılması sayılır. Kanun’un 16. maddesi uyarınca, kural olarak eserde ve eser sahibinin adında değiştirme yapılamaz. Keza Kanun’un 21. maddesi uyarınca, bir eserden “işlenme” suretiyle yararlanma hakkı da münhasıran eser sahibine aittir. Eser sahibi FSEK hükümleri gereğince mali ve manevi haklarının ihlali halinde esere tecavüzün men ve ref’i ile maddi ve manevi tazminat talep edebilecektir. Dava konusu mimari projenin 5846 sayılı FSEK’in 2. maddesi çerçevesinde eser vasfına haiz olduğu, proje üzerinde projeyi çizen mimar olarak mali ve manevi hak sahibinin davacıların murisi olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının Çorum Belediyesi için “Binevler Uydu Kent Projesi” adı ile 1974 yılında hazırladığı nazım imar planı ve uygulama imar planı ile bu planlar üzerinde tip konut alanı işaretli parsellerde yapılması öngörülen konutlar için çizilen mimari projelere aykırı olarak davalı tarafından izinsiz değişiklik ve eklentiler yapılıp yapılmadığı, davalı tarafından inşaa ettirilen yapının mimari projesinin, davacılar murisine ait projenin izinsiz işlenmesi suretiyle oluşturulup oluşturulmadığı ve önceki projede izinsiz değişiklik yapılıp yapılmadığı hususlarında toplanmaktadır.
İlk Derece Mahkemesince Çorum Belediyesine yazılan 09.08.2010 tarihli müzekkere ile “dava konusu taşınmazın Çorum Binevler Uydu Kent Projesine ilişkin imar planları, tip projelerinin gönderilmesi” istenilmiş olup, Belediyenin 27.08.2010 tarihli cevabi yazısı ile 1720 ada-3 parsele ait imar plan örneği ve tip projesinin onaylı suretinin ekte gönderildiği belirtilerek davacı …’ye ait olan, 19.06.1991 tarihinde Belediyece onaylandığı anlaşılan V Tipi proje fotokopisi mahkemeye gönderilmiştir.
Davalıların, taşınmazını 2004 yılında bina inşa edilmiş olarak satın aldığı, belediye imar planı değişikliğinden sonra davalıdan önceki taşınmaz malikine 24.12.1990 tarihinde yapı inşaat ruhsatı verildiği, ancak bu ruhsata ekli proje ile zemine inşa edilen binanın oturum alanı ile kat sayısında da farklılık bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, benimsenen bilirkişi tespitlerine göre; davalılara ait yapının, davacılar murisine ait mimari projeye göre değil, birbaşka mimara ait mimari projeye ve yapı inşaat ruhsatına aykırı yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak dosyanın incelenmesinde, ruhsatta belirtilen 289 m2’lik alana sahip projenin dosyada bulunmadığı ve bu nedenle bilirkişilerin bu hususta herhangi bir inceleme yapmadığı anlaşılmaktadır. O halde Mahkemece, yapı inşaat ruhsatında adı geçen uygulamaya esas mimari projenin dosyasına kazandırılarak, gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak ve bilirkişilerden ek rapor alınarak söz konusu projenin, davacılar murisine ait mimari projenin izinsiz işlenmesi suretiyle oluşturulup oluşturulmadığı, Belediye kayıtlarında uygulamaya esas mimari projede davacıların murisinin adının gözüküp gözükmediği ve bu suretle mali ve manevi haklarının ihlal edilip edilmediği hususunda değerlendirme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 09/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.