Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/4837 E. 2020/2863 K. 15.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4837
KARAR NO : 2020/2863
KARAR TARİHİ : 15.06.2020

MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 28/05/2019 tarih ve 2017/643-2019/262 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi Rasim Kaygusuz’un 10 kitaplık CİN ALİ serisini 1968 yılında yarattığını, aynı zamanda Cin Ali’yi çizim olarak da bu kitaplarda kullandığını, eserden doğan hakların davacılara ait olduğunu, davalı şirketin eserinin ismini ve logoyu adına marka olarak tescil ettirdiğini ve kullandığını, davalının bu eylemlerinin davacıların FSEK 66, 68, 69 ve 70. maddelerde düzenlenen haklarını ihlal ettiğini, CİN ALİ ismi ve logosunun yıllardan beri kullanılıyor olması nedeniyle tescilsiz marka olarak da tanınmış olduğunu, davalının, davacıların marka haklarını da ihlal ettiğini ileri sürerek, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne, haksız kullanımın tespiti ile tecavüzün ref’ine ve men’ine, hükmün masrafı davalıdan alınarak ilanına, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 1.000.- TL maddi ve 10.000.- TL manevi tazminatın tahakkuklarından itibaren en yüksek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kullandığı tasarım ile davacının tasarımı arasında iltibasa yol açıcı benzerlik bulunmadığını, bu figürlerin de zaten yaygın olarak kullanıldığını, bunların anonim olduğunu, müvekkilinin kullanımının esere ilişkin olmadığını, faaliyet alanlarının farklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, markanın hükümsüzlüğüne ilişkin verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığı, davalının kötüniyetli marka tescili yaptırarak davacıların eserden ve markadan doğan maddi ve manevi haklarına tecavüzde bulunduğu, lisans bedeli somut olarak belirlenemeyeceğinden BK 51. maddeye göre olayın özelliklerine, dosyaya sunulan delillere, kusurun ağırlığına ve hakkaniyete göre 30.000,00 TL tazminat uygun ise de talep 1.000,00 TL olduğundan bu miktarda tazminata hükmedilmesi gerektiği, olayın özelliklerine göre 10.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu, davacıların FSEK 68/1 kapsamında 1.000,00 TL’nin üç katı olarak 3.000,00 TL maddi tazminat da talep edebilecekleri gerekçesiyle davanın kabulü ile, hükümsüzlük kararı kesinleşmiş olmakla yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına, davalının marka tescilinde kötüniyetli olduğu, hükümsüzlük kararının geçmişe etkili olacak şekilde sonuç doğurması nedeniyle davalı eyleminin davacının marka hakkına ve telif haklarına tecavüz eylemlerinin tespitine, ref’ine, ve men’ine, 10.000.- TL manevi tazminatın, FSEK 68. madde kapsamında 1.000,00 TL’nin 3 katı 3.000,00 TL telif hakkından kaynaklı tazminatın ve davacı haklarını saklı tutarak marka hakkının ihlali kapsamında lisansa dayalı tazminat talep ettiğinden BK hükümlerine göre davacı markasının tanınmıştığı, markanın kullanım süresi ve kullanıldığı alan dikkate alınarak 30.000.- TL maddi tazminat ödenmesi gerekmekteyse de taleple bağlı kalınarak şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalının marka başvurusunun tescil tarihi olan 08.11.2013 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların eserden ve tescilsiz markadan doğan haklarını davalının ihlal ettiğini ileri sürerek 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalının hangi ihlalinden dolayı ne kadar tazminat talep edildiği ayrı ayrı belirtilmediğinden her bir ihlal için 500’er TL maddi tazminat talep edildiği kabul edilmelidir. 6100 sayılı HMK’nin 26. maddesi gereğince talepten fazlasına ya da talepten başka bir şeye karar verilemez. Mahkemece, eserden doğan hakların ihlali nedeniyle FSEK’in 68. maddesi kapsamında 3.000,00 TL maddi tazminatın, markadan doğan hakların ihlali nedeniyle de 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş olup davacının 500’er TL olan talebi aşılarak talepten fazlasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davlaı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 195,60 TL harcın temyiz eden davacılara iadesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 15/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.