Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/4667 E. 2021/5361 K. 24.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4667
KARAR NO : 2021/5361
KARAR TARİHİ : 24.06.2021

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce bozmaya uyularak davanın reddine dair verilen 25.09.2019 tarih ve 2019/1932 E. – 2019/1378 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 22.06.2021 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili kurumun yaptığı inşaat ihalesini alan dava dışı Poçan firmasının müvekkiline davalı bankaya ait 313.500.- TL meblağlı teminat mektubu verdiğini, söz konusu firmanın ihalede belirtilen taahhütleri yerine getirmemesi üzerine müvekkilince 17.07.2013 tarih 30381188-765 sayılı yazıyla davalı banka şubesinden teminat mektubunun nakde çevrilmesinin istendiğini, iadeli taahhütlü gönderilen bu yazının 18.07.2013 tarihinde davalıya ulaştığını, ancak banka yetkililerinin posta iletisini teslim aldığı halde zarfın içinde teminat mektubunun nakde çevrilmesine dair yazı bulunmadığını, teminat mektubunun geçerlilik süresinin 12.08.2013 tarihinde sona erdiğini, müvekkilinin tazmin talebinin kendilerine ilk kez 16.08.2013 tarihinde ulaştığını belirterek taleplerini reddettiğini, müvekkilinin gönderdiği ihtarnameye de olumsuz cevap verdiklerini ileri sürerek, teminat mektubunun nakte çevrilerek yasal faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, teminat mektubunun süresinin en son 12.08.2013 tarihine kadar uzatıldığını, davacı idarenin 18.07.2013 tarihinde iadeli taahütlü mektupla teminat mektubunun aslını gönderdiğini, teminat mektubunun nakte çevrilmesi talebine ilişkin bir yazının iadeli taahhütlü zarftan çıkmadığını, teminat mektubunun aslının sunulmasının müvekkili bankanın ibra edildiği anlamına geldiğini, davacı idarenin 14.08.2013 tarihli tazmin talep eden yazısının teminat mektubunun süresinden sonra olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, teminat mektubunun asıllarıyla birlikte davalı banka şubesine hitaben yazılan 17.07.2013 tarih 303181188-765 sayılı yazının da gönderildiğine dair ispat külfetinin davacıda olduğu, bu hususun yazılı delille kanıtlanması gerektiği teminat mektubunun gönderildiği posta alındı belgesinde zarfın içinde 17.07.2013 tarihli yazının bulunduğuna dair herhangi bir bilgi yer almadığı, teminat mektubunun aslı iade edildikten sonra davalı bankanın sorumluluğunun devam edip etmediğini araştırma yükümlülüğü altında olmadığı, sorumluluğunun devam ettiği kabul edilse bile teminat süresi sona ermeden davalıya ulaşan bir talep bulunmadığından davalının sorumluluğunun sona erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, Dairemiz bozma ilamına uyularak teminat mektubunun muhababı olan davacı tarafça, teminat mektubu aslı süresinde davalı bankaya gönderilmiş ise de, teminat mektubunun süresi içinde lehdar şirketin teminat mektubu ile garanti edilen yükümlülüğü yerine getirmediğine dair davalı bankaya bildirim yapıldığı kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 24.06.2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiş; bu kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nin kararı “davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi” gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararına uyan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi tarafından “davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine” karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde “davanın reddine” karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan bozma kararı böyle olmasa Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi tarafından verilen ilk kararın niteliği itibariyle yine kendisi tarafından karar verilmesi uygun olabilirse de bu kere “İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine” karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesi’nin kaldırılmaması doğru olmamıştır.
Bu itibarla bu hususları dikkate almayan saygıdeğer çoğunluğun onama kararına muhalifim. 24.06.2021