Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/4589 E. 2021/5644 K. 22.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4589
KARAR NO : 2021/5644
KARAR TARİHİ : 22.09.2021

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29.03.2017 gün ve 2014/654 – 2017/644 sayılı kararı onayan Daire’nin 10.06.2019 gün ve 2018/2714 – 2019/4184 sayılı kararı aleyhinde taraf vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı şirketin tasfiye memuru ve vekili sıfatıyla Avukat …, müvekkili şirketin 24.05.1997 tarihli genel kurul toplantısında davalılarla birlikte …m’ün şirket yönetim kurulu üyeliklerine seçildiklerini, 26.05.1997 tarihinde yapılan görev tahsisi sonucunda …’nun yönetim kurulu başkanı, …’nun başkan yardımcısı ve …m’ün murahhas üye görevini üstlendiğini, aynı tarihte şirketin … Şubesinin açılmasına karar verildiğini, şubenin temsil yetkisinin … ve …’ya münferiden imza yetkisiyle birlikte verildiğini, 08.10.1997 tarihinde dokuma fabrikasının açılmasına karar verildiğini, yine 25.07.1997 tarihli karar ile müvekkilinin dava dışı G.B.S Otomotiv ve Metal Sanayi Tic. Ltd. Şti.’ye ortak olmasına karar verildiğini, davalılardan …’nun kendisine verilen yetki ile müvekkilinin G.B.S. Ltd. Şti. nezdindeki hisselerini dava dışı …’e 2.500.-TL (2.500.000.000TL) bedelle satmasına rağmen bedelini davacı şirket kayıtlarına intikal ettirmediğini; davacı şirket stoklarında 31.12.2000 tarihi itibarıyla 43.247,55 TL (43.247.559.998 TL)’lik mal stoğu görülmesine rağmen gerçekte bu stoğun bulunmadığını, davalıların bu stoğu kendi şahsi mal varlıklarına kattıklarını; davacı şirkete ait aracı kendilerinin ortağı ve yöneticisi oldukları başka bir şirkette ve şahsi işlerinde kullandıklarını bu nedenle şirketin zarara uğradığını; şirkete ait demirbaşları şahsi mal varlıklarına kattıklarını, ileri sürerek, stok bedelinin TEFE oranında artışlı değeri olarak şimdilik 170.000,.- TL (170.000.000.000.-) TL, araç kullanma bedeli olarak 10.000.-TL (10.000.000.000.- TL), hisse satış bedeli olarak 2.500.-TL (2.500.000.000.- TL) ve demirbaşlar karşılığı 10.000.-TL (10.000.000.000.- TL)’nin faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacı şirkete ait aracın davacıya tutanakla teslim edildiğini, şahsi işlerde kullanılmasının ise sözkonusu olmadığını, davacı Şirketin … Şubesi’nin zarar etmesi nedeniyle 2000 yılı başlarında işletilmesinin durdurulduğunu, şirket merkezinin Ankara’da olup, stoğun tamamının … Şubesi’nde bulunmasının şüpheli olduğunu, G.B.S. Ltd. Şti. hisselerinin … tarafından …’e satıldığını ancak, buradan gelen paranın … Şubesi ile ilgili kira, işçilik, stopaj, sigorta, elektirik, leasing gibi ödemelerde kullanıldığını, 1998 yılı … Şubesi gelir ve harcamaları incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre, … 3 Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2002/376 E. – 2005/372 K. sayılı kararıyla sanıklar … ve … hakkında emniyeti suiistimal suçundan kamu davası açıldığı, iddiaların kesin delille ispat edilemediği gerekçesiyle sanıkların beraatlerine dair verilen kararın Yargıtay Yüksek 11. Ceza Dairesi’nin 2006/7009 E.- 2009/3978 K. sayılı ilamı ile 765 sayılı TCK’nın 102/4 maddesi uyarınca kararın zamanaşımı nedeni ile ortadan kaldırılmasına karar verildiği, davalıların yönetici oldukları dönemde stokta bulunan davalı şirkete ait malları kendi zimmetlerine geçirdikleri ve demirbaşta bulunan makine ve tesisatları 3. şahıslara satarak bedellerini aldıklarına yönelik davacıların iddiasını kanıtlayacak herhangi bir delil bulunmadığından ve bu husus subuta ermediğinden bu kalemlere yönelik her iki davalı hakkındaki davanın reddine; davalı …’nun davacı şirketin GBS Otomotiv şirketindeki hisselerini 2.500,00 TL bedelle dava dışı şahsa satmasına rağmen bu bedeli davacı şirkete ödemediği, davacı şirkete ait aracın davalıların şirketinde davalıların şirketinin reklam amblemleriyle birlikte kullanıldığının tanık beyanları ve reklam uygulamasına dair faturalarla kanıtlandığı, bu kaleme yönelik davacı taraf davasını ıslah etmiş ise de davalılar vekilinin süresinde verdiği beyan dilekçesiyle ıslah edilen miktar aleyhine zamanaşımı definde bulunduğu ve TTK 560 maddesi uyarınca şirket yöneticilerine karşı sorumluluk davası açma hakkının her halükarda zararı doğuran fiilin meydana geldiği tarihten itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu gözetilerek ıslah edilen kısım yönünden TTK’da düzenlenen zamanaşımı süresinin ve ayrıca ceza zamanaşımı süresinin de dolduğu bu nedenle anılan kısma yönelik davanın reddinin gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 2.500,00 TL hisse bedelinin hisse devir tarihi olan 28.09.1998 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, 10.000,00 TL araç kullanım bedelinin dava tarihi olan 20.02.2002 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karar taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Bu kez taraf vekilleri karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
1- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 5219 sayılı Kanun ile değişik 440/III-1 nci maddesi uyarınca 01.01.2019 tarihinden itibaren karar düzeltme sınırı 19.680,00 TL’ye yükseltilmiştir. Somut olayda, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 2.500,00 TL hisse devir bedeli ve 10.000,00 TL araç kullanım bedelinin tahsiline dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce onanmış olup, davada kabul edilen miktarın yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca karar düzeltme sınırının altında kaldığı anlaşıldığından Dairemizin 10.06.2019 tarihli kararına yönelik davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
2- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve davalıların 05.02.2001 tarihinde şirket ortaklığından ayrılmalarından sonra düzenlenen 2001 ve 2002 tarihli bilançolarda stok ve demirbaşlara ilişkin kaydın aynen yer almış olmasına göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 31,10 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 520,95 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davalılara iadesine, 22.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.