Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/440 E. 2019/7448 K. 25.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/440
KARAR NO : 2019/7448
KARAR TARİHİ : 25.11.2019

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/11/2017 tarih ve 2016/459 E. – 2017/532 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 08/11/2018 tarih ve 2018/464 E. – 2018/1171 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı kurum ve davalı şirket vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “BMW TwinPower Turbo” ibaresinin marka olarak tescili için davalı Kuruma başvurduğunu, 2016/17662 kod numarası verilen başvuruya davalı şirket tarafından 2015/52407 sayılı “twin power” ibareli markaya dayalı olarak itiraz edildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığınca itirazın kabulüne karar verilerek müvekkili başvurusunun reddedildiğini, bu karara müvekkilince yapılan itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin, Almanya’da yerleşik bir şirket olduğunu ve dünyanın pek çok ülkesinde faaliyet gösterdiğini, yıllar boyu yürüttüğü AR-GE çalışmaları ve tüm markalarına yapmış olduğu yatırımlar ile tüketiciler nezdinde yüksek ayırt ediciliğe ulaştığını, adeta bir güven ve kalite sembolü haline geldiğini, müvekkilinin “BMW”, “bmw + logo”, “M” ve “M+logo” markaları altında üreterek piyasaya sunduğu otomobiller ile otomotiv sanayine ilişkin diğer ürün ve hizmetlerin, dünyanın hemen her ülkesinde çok iyi bilindiğini, “BMW” markasının, TPMK nezdinde de kayıt altına alınmış tanınmış bir marka olduğunu, 2015/52407 sayılı “M Twin Power Turbo” markasının müvekkili adına tescilli bulunduğunu, müvekkilinin “TWIN POWER TURBO” ibaresi üzerinde eskiye dayalı hakkının olduğu gibi esasen müvekkili başvurusu ile redde mesnet marka arasında iltibasa yol açacak düzeyde bir benzerlik de bulunmadığını, dolayısıyla Kurum kararının yerinde olmadığını ileri sürerek, YİDK’in 2016-M-10099 sayılı kararının iptaline ve marka başvurusunun müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, başvuru konusu marka ile müvekkiline ait markanın kullanım alanlarının birbirinin aynısı olduğunu, işaretler arasında da iltibasa neden olacak derecede benzerlik bulunduğunu, davacının “BMW” markasının tanınmış bir marka olmasının somut olaya etkisinin olmadığını, zira başvurunun “BMW” ibaresinden değil, “BMW Twinpower Turbo” ibaresinden oluştuğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “TWIN POWER” ibaresinin 04. sınıfta yer alan mallar yönünden ayırt edici vasfının zayıf olduğu, öte yandan karşılaştırmaya konu markalarda ortak olarak yer alan “TWİN POWER” ibaresi haricinde başvuruda “BMW” gibi tanınmış bir ibarenin, ilk kelime olarak kullanıldığı, bu haliyle bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvuru konusu ibare ile redde mesnet marka arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibasa yol açacak bir benzerliğin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, TPMK YİDK’in 2016-M-10099 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalı şirket ve davalı kurum vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum ve davalı şirket vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, davalı kurum kararının iptali ile başvuruya konu markanın hükümsüz kılınması istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekillerince yapılan istinaf başvurusu bölge adliye mahkemesince yazılı gerekçelerle esastan reddedilmiştir.
556 sayılı KHK 8/1-b maddesine göre, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve önceki markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya ilişkilendirilebilecek ölçüde benzer mal ve hizmetleri içeriyor ise markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilir ve önceki marka sahibinin itirazı halinde sonraki tarihli başvuru reddedilir. Zikredilen hükme göre, markalar arasında karıştırılabilecek ölçüde benzerlik bulunup bulunmadığının tespiti yapılırken markaların görsel, işitsel ve kavramsal özellikleri bir bütün olarak dikkate alınmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacıya ait başvuru markası beyaz zemin üzerine siyah harflerle yazılmış “BMW TwınPower Turbo” ibaresinden, davalıya ait mesnet marka ise yine beyaz zemin üzerine siyah harflerle yazılmış, “twin power” ibaresinden oluşmaktadır. İlk derece mahkemesince, tarafların marka olarak kullanmak istedikleri işaretlerin benzer olmadığı sonucuna ulaşılmışsa da, her iki markada da “twin power” ibaresinin ortak unsur olarak yer aldığı, başvuru markasında bulunan diğer eklerin ise markalar arasında bulunan görsel, sescil ve işitsel benzerliği geri planda bırakacak mahiyette olmadığı, markalar kapsamında bulunan emtiaların aynı olduğu da gözetildiğinde taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b. maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak verilen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekirken, yazılı gerekçelerle başvurunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bölge adliye mahkemesi kararının bozularak kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalı kurum ve davalı şirkete iadesine, 25/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.