Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/3995 E. 2021/2328 K. 11.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3995
KARAR NO : 2021/2328
KARAR TARİHİ : 11.03.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21.11.2017 gün ve 2017/360 – 2017/381 sayılı kararı onayan Daire’nin 29.04.2019 gün ve 2018/1141 – 2019/3251 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin kardeş olup, 1/2 maliki oldukları bağımsız bölümü, 29.01.2014 tarihinde tapuda 3.şahıs …’e taşınmaz üzerine ipotek tesis edilmek suretiyle satım işlemi gerçekleştirdiklerini, ancak aynı gün 67.500,00 TL satış bedelini davalı bankadan almak için gittiklerinde paranın kendilerine ödenmediğini, davalı bankanın aynı gün verdiği cevabi yazıda; “Türk Medeni Kanunu’nun 194.maddesi ve yerleşik Yargıtay kararları gereğince, satıcının eşinden de talep edilen rıza açıklamasının alıcı tarafından tamamlanması akabinde ödeme yapılacaktır” denildiğini, satılan yerin aile konutu olmadığı gibi olsa dahi davalının eş rızası arama hak ve yetkisinin olmadığını, bu nedenle alacaklarını almak için takip yaptıklarını ancak davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının yaptığı itirazın iptaline, takibin 67.500.-TL olarak devamı ile %20 oranında inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, banka müşterisi dava dışı …’ün konut kredisi talebi ile müvekkiline başvurduğunu, talebi onaylanan müşteriden kredi kullanımından önce alınması gereken belgelerin ıslak imzalı olarak alındığını, ipotek belgelerinin hazırlanarak Konak Tapu Müdürlüğü’ne ipotek tesisis için yönlendirildiğini, aynı zamanda müşteri …’e satıcı davacıların, eş rıza beyanlarının alınması gerektiğinin de bildirildiğini, davacıların banka şubesine müracaatı ile eş rızasına ilişkin belgeyi tamamlamadıkları anlaşıldığından eksik belge nedeniyle konut kredisinin kullandırılamadığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Bu kez davalı vekili vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
(1) Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen sair karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
(2) Dava, İcra İflas Kanunu’nun 67/1. maddesi gereğince açılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesinde (mülga HUMK’nın aynı doğrultuda hüküm içeren 74. maddesinde) “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda davacılar takip talebinde, 67.570,00 TL asıl alacak ile 45,36 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 67.615,36 TL’nin faizi ile davalı bankadan icra marifetiyle tahsilini talep etmiş; davalı bankanın borca ve fer’ilerine yönelik itirazı üzerine takip durmuştur. Davacılar dava dilekçesinde, yargılamanın sürüncemede kalmaması için vasıta ve işlemiş faiz taleplerinden vazgeçtiklerini belirterek, davalının 67.500.-TL ‘ye vaki itirazının iptaline, takibin 67.500.-TL olarak devamına karar verilmesini talep etmiş olmalarına rağmen, mahkemece talep aşımı oluşturacak şekilde, davanın kabulü ile itirazın iptaline ve takibin aynen devamına karar verilmesi doğru olmayıp, mahkeme kararının belirtilen gerekçeyle bozulması gerekse de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 29.0.2019 tarih ve 2018/1141 Esas 2019/3251 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21.11.2017 tarih 2017/360 Esas 2017/381 Karar sayılı ilamının hüküm bölümünün 1 numaralı bendinde yer alan ” 03/02/2014 tarihli itirazının iptali ile takibin aynen devamına” kısmının hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine ” 03/02/2014 tarihli itirazının 67.500.-TL üzerinden iptali ile takibin 67.500.-TL üzerinden devamına” ibaresinin eklenmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen davalıya iadesine, 11.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.