Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/3669 E. 2020/1925 K. 24.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3669
KARAR NO : 2020/1925
KARAR TARİHİ : 24.02.2020

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19/12/2017 tarih ve 2015/712 E.- 2017/1081 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 13/06/2019 tarih ve 2018/1146 E.- 2019/830 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Ziraat Bankası … Şubesi’ne ait keşidecisi dava dışı Ayışığı Moda Ltd. Şti. olan 30.06.2015 keşide tarihli 67.373,00 TL bedelli çekin hamili iken müvekkilinin adresinde 01.06.2015 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı sonucu çalındığını, çek iptali davasının açıldığını, bu çekin davacı tarafça ciro edilmeden elinden çıktığını, daha sonra davacının kaşesi ve imzasının taklit edilerek ciro zinciri oluşturularak Konya 8. İcra Müdürlüğü’nün 2015/7570 E. sayılı dosyasında davalı yanca icra takibine konu edildiğini ileri sürerek, dava konusu çekin istirdadı ile kendilerine iadesini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, dava konusu çekin davacı adına düzenlendiği, hırsızlık sonucu çekin çalındığının iddia edildiği, çekin arkasındaki davacı cirosundaki imzanın davacı şirketin yetkilisinin eli ürünü olmadığı, imzanın sahte olduğu anlaşıldığından bu sahteliğin herkese karşı ileri sürülebileceği ancak dava konusu çekteki ciro silsilesinin düzgün olduğu, davalının iyi niyetli yetkili hamil olduğu ve davacının cirosunun sahte olmasının tek başına davalıyı ağır kusurlu veya kötü niyetli olarak göstermeyeceği, bu nedenle davacının çekin istirdatı isteminde bulunamayacağı, davalının TTK 792. maddesi kapsamında çeki iktisapta ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.