Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/3423 E. 2020/1955 K. 24.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3423
KARAR NO : 2020/1955
KARAR TARİHİ : 24.02.2020

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/12/2017 tarih ve 2016/383 E.- 2017/488 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 16/05/2019 tarih ve 2018/1170 E.- 2019/577 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ticaret unvanının ayırıcı unsurunun “REGNUM” ibaresinden oluştuğunu, ayrıca ‘’REGNUM’’ esas unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, tescilli ticaret unvanı ve tanınmış markalarına iltibas ve tecavüz oluşturan, ayrıca onun tanınmışlığından haksız yarar sağlayacak 2015/65322 numaralı “REGNUM” ibareli, davalıya ait marka tescil başvurusuna yaptıkları itirazın, YİDK’nın 2016/M-8542 sayılı kararı ile ret edildiğini ileri sürerek, davalı TPMK YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, başvuru konusu işaretle itiraza mesnet alınan markaların benzer olmalarına karşın farklı mal ve hizmetleri içerdiklerini, bu nedenle iltibas doğmasının mümkün olmadığını, davacı markasının tanınmış olmasının da varılan sonucu değiştirmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının markalarının “REGNUM” esas ve ayırt edici unsurlu olduğu, davalının marka tescil başvurusunun konusu olan işaretin “REGNUM” ibareli bulunduğu, her iki işaretin asıl ve ayırt edici unsurları itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama alıcıları iltibasa düşürebilecek derecede benzer bulundukları, ancak başvuru konusu işaretin kapsamında yer alan 9. sınıf ürünlerin, davacının markalarında bulunmadığı gibi benzer sayılmaları imkânı olan malların ve hizmetlerin de olmadığı, bu sebeple haksız rekabet doğması ve davacının ticaret unvanı tesciline dayanarak davalı başvurusunu engelleme olanağının bulunmadığı, davacının “REGNUM” ibare ve esas unsurlu markalarının, özellikle gayrimenkul ve otelcilik hizmetleri bakımından, belli düzeyde tanınmış bir marka olduğu, ancak bu ürünlerin herkese hitap etmediği ve satın alınması için çok ciddi bilgi, emek ve zaman sarfedilmesinin zorunlu olduğu, davalı başvurusunda bulunan 9. sınıf ürün ve hizmetlerin bir kısmının ara üreticilere, bir kısmının ise herkese hitap ettiği, bu ürünlerin satın alınması için de çok ciddi bilgi, emek ve zaman sarfedilmesi gerektiği, davalı işaretinin 9. sınıf ürün ve hizmetler için tescilinin, davacıya ait gayrimenkul ve otelcilik hizmetleri sektöründe belli bir tanınmışlık yahut bilinirlik elde etmiş markanın itibarindan haksız biçimde yararlanma sağlayabileceğinin düşünülmesinin olanaksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının başvurusunda kalan 9/1-16. sınıf mallar yönünden, davacı markalarının kapsamındaki malların benzer olmadığının ve 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesindeki koşulların davacı yararına oluşmadığı ve davacının aynı KHK’nın 8/5. maddesi uyarınca da başvuruya engel olamayacağı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.