Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/3118 E. 2019/5924 K. 30.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3118
KARAR NO : 2019/5924
KARAR TARİHİ : 30.09.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Nizip 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 29/04/2015 tarih ve 2014/345-2015/544 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının KBB uzman hekimi olarak 12/10/2010 tarihinden iş akdinin feshedildiği 16/03/2014 tarihine kadar davalı şirkete ait özel Zirve Tıp Merkezinde tam zamanlı KBB uzman hekimi olarak çalıştığını, 10.000,00 TL aylık ücret artı prim olarak davalı şirket ile anlaştıklarını, yapılan sözleşmelerde 2.500,00 TL ve 3.000,00 TL olarak aylık ücret belirtilmişse de bunun gerçeği yansıtmadığını, 10.000,00 TL aylık ücretinin hiçbir zaman tam olarak yatırılmadığını, primlerin ise hiç ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 500,00 TL ücret, 500,00 TL prim alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacının şirketin kurucu ortaklarından olduğunu, davacının davalı şirkette ücretli olarak çalışmadığını, herhangi bir ücret veya prim alacağı olmadığını, davacının iddiasına göre ücret ve prim alacağı talep ettiğine göre bu alacaklara ilişkin belirsiz alacak davası açılamayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, 23/02/2013 tarih ve 2013/24 sayılı ortaklar kurulu kararı ile davacının denetim yetkilisi olarak şirketin organı niteliğine sahip olduğu, bu kapsamda yönetim hakkı, emir ve talimat yetkisinin bulunduğu, işçiye özgü şahsi bağımlılık unsurunun somut olayda gerçekleşmediği, şirketi doğrudan temsil eden davacının konumunun iş kanunu kapsamında değerlendirilemeyeceği, davaya bakma görevinin ticaret mahkemesine ait olduğu, davacı tarafa harcı ikmal etmek ve davasını belirlemek üzere verilen kesin sürede davacının herhangi bir işlem yapmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davalı şirketin %11 pay ile ortağı olan ve aynı zamanda hizmet sözleşmesi ile şirkette KBB Uzmanı olarak çalışan davacının ücret ve prim alacakları istemine ilişkindir. Mahkemece 23.02.2013 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı ile davacıya şirketin hesaplarını inceleme yetkisi verildiği için davacının şirketin organı olduğu gerekçesiyle davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılmıştır. 23.02.2013 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı incelendiğinde, oy birliği ile davacıya bu tarihten sonra şirketin hesaplarını denetleme yetkisi verildiği görülmüştür. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre ortak, denetçi, denetim kurulu şirketin organı vasfında değildir. Davacının şirketten ayrılmadan önceki pay oranı %11 olup hisse miktarı itibarıyla şirket tarafından alınacak kararlara etki etme imkanı da bulunmamaktadır. Bu durumda şirketin organı olmayan, şirket tarafından alınacak kararları etkileyecek oranda pay sahibi olmayan ve yazılı hizmet sözleşmeleri ile ücret + prim olarak şirkette KBB Uzmanı olarak çalıştığı anlaşılan davacının ücret ve primlerinin tahsili istemiyle açtığı davaya İş Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken yazılı gerekçelerle ticaret mahkemesi sıfatıyla davaya bakılmış olması doğru görülmemiş ve kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.