Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/302 E. 2019/7290 K. 18.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/302
KARAR NO : 2019/7290
KARAR TARİHİ : 18.11.2019

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19/10/2017 tarih ve 2016/130 E- 2017/713 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 08/11/2018 tarih ve 2018/138 E- 2018/1397 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin eski unvanının “Moralı Otomasyon Sistemleri San. ve Tic. Ltd. Şti.” olduğu, eski ortaklarından Birsen Yurdaer ve davalı … arasında 17.03.2015 tarihinde akdedilen “Şirket Ortaklığından Ayrılma Sözleşmesi” uyarınca tarafların hisselerini …’e devretmelerine ve şirket unvanının da değiştirilmesine karar verildiği, “Ortaklıktan Ayrılma Sözleşmesi” uyarınca da …’in ve …’nın ortak olduğu “Moralı Metal İşleme San. ve Tic. Ltd. Şti.”nin de ortaklık yapısının ve unvanının da değiştirileceği, …’nın hisselerini …’e devredeceği ve şirketin unvanında ”Moralı” ibaresinin kullanılmayacağı, dolayısıyla davalı …’nın bu iki şirketten ayrıldığı, ancak eski ortaklarından gizleyerek başka ortaklarla 10.08.2012 ve 16.01.2015 tarihlerinde bu iki şirketle benzer alanlarda faaliyet gösteren iki ayrı şirket kurduğu, davalı …’nın henüz şirket ortaklıklarından çıkmadan bu şirketlerin mevcut müşterilerini, yeni kurduğu şirketlere yönlendirmeye çalıştığı iddiasıyla, davalıların bu fiillerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin davacı şirketin yetkilisi ve tek hissedarı … ile 28.12.2010 tarihinde Moralı Otomasyon Sistemleri San. ve Tic. Ltd. Şti.’ni kurduklarını, kurulan şirketin karını azaltıcı ve şirket ortaklarını sıkıntıya sokacak sahte belge düzenlenip kullanıldığını, bu nedenle şirketten ayrılmaya karar verdiğini, ticari hayat gereği kendi işlerine devam edebilmesi için ortaklıktan ayrılma işlemleri devam ederken davalı … ile birlikte Moralı Vantuz ve Glipper Sistemleri San. ve Tic. Ltd. Şti.’ni kurduklarını ancak aktif faaliyetlerine başlamadığını bunun da ticari hayatta olağan olduğunu, müvekkili ortaklıktan ayrıldıktan sonra anlaşma gereği davacı şirketin isminin Tan Vantuz Robotik San. ve Tic. Ltd. Şti. olarak değiştiğini, Moralı markasının ise müvekkiline ait olduğunu ve bu sebeple yeni şirket tarafından kullanılmasının haksız rekabet oluşturmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre;davalı …’nın 17.03.2015 tarihli ortaklıktan ayrılma sözleşmesi gereğince davacı şirketten ayrıldığı, davalı …’nın şirketten ayrıldıktan sonra vantuz sektöründe yaptığı faaliyelerin taraflar arasında imzalanan 17.03.2015 tarihli Ortaklıktan Ayrılma Sözleşmesi gereğince haksız rekabet oluşturmadığı, davalı …’nın davacı şirketin müşterilerine giderek davacıyı kötüleme ve itibarsızlaştırma eylemi ile haksız rekabet yaptığı iddiasına ilişkin tanık …’un beyanlarından başka delil ve belgenin olmadığı, ayrıca tanık …’in beyanlarına göre de davacı şirketin ayrılıktan önce ve sonraki işlerinde bir aksama ya da değişiklik olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı şirket vekili, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstinaf mahkemesince idda, savunma ve tüm dosya kapsamına göre;limited ortaklıkta müdür sıfatını haiz olmayan ortakların, müdürlerin aksine kanundan dolayı herhangi bir rekabet yasağına tabi olmadıkları, ancak rekabet yasağının uygulanabilmesi için sözleşmesel bir temel yaratılmasının zorunlu olduğu, böyle sözleşmesel bir temeli olmadan idareci olmayan ortak davalı …’nın aynı faaliyet alanında henüz ortak iken şirket kurmak suretiyle haksız rekabette bulunduğunun davacı tarafça ileri sürülemeyeceği, davacı şirketin ana sözleşmesinde müdür olmayan ortak … için rekabet yasağı öngörülmediği, Derya Plastik’e müdahale etmek suretiyle müşterileri arasında itibarının zedelendiğini iddası yönünden, haksız rekabet teşkil edecek davranış yoğunluğunun olmadığı, davacıdan ayrılan davalının ortak isim ve marka kullanım haklarını davacıdan aldığı ve protokolde de aynı alanda faaliyet göstermeyeceğine ilişkin bir taahhütte bulunmadığı, markaları ve ünvanı da alarak şirket kurup faaliyetine devam edeceği yolunda iradesinide ortaya koyduğu, TTK’nın 54/2.maddesinde ifadesini bulan rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasında ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı davranışlarda bulunduğu iddiaları açısından ortada elle tutulur bir ispat vasıtası bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin hükme yönelik ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca davacı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı şirket vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 18/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.