Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/2863 E. 2020/849 K. 03.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2863
KARAR NO : 2020/849
KARAR TARİHİ : 03.02.2020

MAHKEMESİ :.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki davanın İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi bozmaya uyularak verilen 29/01/2019 tarih ve 2018/60-2019/48 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Mimar Sinan Üniversitesi arasında imzalanan 10/11/1997 tarihli protokol ile Sütlüce Mezbahası’nın kültür merkezine dönüştürülmesinin öngörüldüğünü, buna ilişkin mimari projelerin müvekkili tarafından yapıldığını, mesleki kontrollük hizmetleri sözleşmesinin 08/07/1999 tarihinde onaylandığını, müvekkilinin mimari avan projesi hazırladığını, bedelinin müvekkiline ödendiğini, 1997 yılında müvekkilinin Mimarlık Fakültesi dekanı olduğu dönemde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Döner Sermayesi arasında mimari proje için protokol imzalandığını, müvekkilinin bu projenin uygulanması için çalışmaya başladığını, bazı aksaklıklar nedeniyle bir süre geçmesinden sonra 2005 yılında inşaata yeniden başlandığını, bu kez belediye ile müvekkili arasında sözleşme yapıldığını ve müvekkilinin üniversiteden emekli olması nedeniyle artık ihaleye girmesi gerektiğinin ve bu iş için verilecek en yüksek rakamın 82.000 TL olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin bu nedenle bu teklifi kabul etmek zorunda kaldığını, bu dönemde müvekkilinin, yakınlarının sahip oldukları Genel Tasarım A.Ş. vasıtasıyla mesleki kontrollük işini devam ettirdiğini, 29/03/2005- 24/12/2005 tarihleri arası dönem için 82.000 TL bedel ile işe devam edildiğini, ihale yönteminin 2006 yılında da devam ettiğini ve 2006 yılında da müvekkilinin 81.000 TL bedel ile işini sürdürdüğünü, 2006 yılı sonunda iş tamamlanmadan mütaahhidin süresinin sona ermesi üzerine mesleki kontrollük işini yürüten müvekkilinin görevine ara verilmesinin gündeme geldiğini, buna rağmen 2006 sonu ve 2007 yılı ilk ayları itibariyle müteahhidin son hak edişini de alabilmek üzere eksik işlerini bitirmek için çalışırken müvekkilinin de gerekli görevlerinin devam ettirdiğini, bu dönemde müteahhidin hak edişlerinin ödendiğini ancak müvekkiline bedel ödenmediğini ve müvekkilinin bila bedel çalıştırıldığını, süresi dolduğu için müvekkilinin görevlendirilemeyeceğinin söylendiğini, 2008 yılı itibariyle yeni bir müteahhit görevlendirildiğini, müvekkilinin kamu yararı gözeterek uzunca bir süredir herhangi bir ücret alamamasına rağmen mesleki kontrollük görevini sürdürdüğünü, davalı idarenin ısrarla Mimarlar Odası Asgari Bedel Tarifesi’ne göre hesaplama yapmaktan kaçındığını, 2007- 2009 yılları arasında müvekkiline hiç ödeme yapılmadığını, bir kısım detay projelerin müvekkiline yaptırılması gerekirken başkalarına yaptırıldığını ve bundan dolayı müvekkilinin zarara uğratıldığını, ayrıca müteahhidin ve işverenin kusurundan dolayı inşaat süresinde bitirilemediğinden müvekkilinin uzun yıllar iş bitirme belgesi alamadığını, bu nedenle de başka işleri kaçırdığını, bundan dolayı da zarara uğradığını, ayrıca projeye aykırı yapılan ve uyarılara rağmen düzeltilmeyen bölümler yönünden müvekkilinin manevi haklarının da ihlal edildiğini, müvekkilinin adı ve ünvanının projeden kaldırıldığını ileri sürerek, 28/02/1999 tarihinden kesin kabule kadar geçen süre içindeki kontrollük ücretlerinin hesaplanmasını ve yapılan ödemeler düşüldükten sonra kontrollükten kaynaklanan net alacağın belirlenmesini, bunun yanında iç mimari detay projelerinin başkalarına hazırlatılmasından doğan mali zararların tespitini, işin süresinde bitirilmemesi ve iş bitirme belgesi verilmemesi nedeniyle uzun yıllar başka iş yapamamış olmasından dolayı müvekkilinin uğradığı mali kaybın da karşılanmasını, yıllar boyunca fiyat farkları ve zamların ücretlere yansıtılmamasından dolayı ortaya çıkan zararın hesaplanarak kendilerine ödenmesini, FSEK’e göre projeye aykırı yapılan bölümlerin yıkılarak projeye uygun hale getirilmelerini, bundan doğan manevi zararın belirlenmesini, Kültür ve Kongre Merkezi’nin en görünür yerinde müvekkilinin açık kimliğinin büyük harflerle metal harfle mermer levha üzerine yazılmasını ve bundan dolayı manevi tazminatın tespitini, belediye meclisi tarafından kaldırılan “kültür” kelimesi ilave edilerek merkezin adının “Haliç Kültür ve Kongre Merkezi” olarak düzeltilmesini ve bundan dolayı manevi tazminatın tespitini, tahakkuk edecek mali ve manevi haklara FSEK 68. maddesi kıyasen uygulanarak 3 misli arttırılmasını, alacaklara temerrüt tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi uygulanmasını, kararın ilanını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Dairemizin bozma ilamına uyan mahkemece, davacının dava konusu taleplere dayanak olan sözleşmelerde taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 03/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.