Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/2855 E. 2020/866 K. 03.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2855
KARAR NO : 2020/866
KARAR TARİHİ : 03.02.2020

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 25/10/2018 tarih ve 2017/922 E- 2018/1142 K. sayılı kararın davacı vekili ile ihbar olunan şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-usulden reddine dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce verilen 29/03/2019 tarih ve 2018/224 E- 2019/293 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davacının, ihbar olunan şirketten olan alacağının tahsili için ilgili şirket tarafından davacıya davaya konu senetlerin verildiğini, ancak senetlerde davacının hak sahibi olmadığının anlaşılması üzerine senetlerin ihbar olunan şirketin vekili davalıya teslim edildiğini, davalının senetler ile ihbar olunan şirket adına icra takibine girişip, icra takibi sırasında daha sonra senetlerin kendilerine temlik edileceğini, icra dosyasında alacaklı konumuna geçerek ihbar olunan şirketten olan alacaklarına kavuşacaklarını, ancak anlaşma uyarınca davalıya teslim edilen senetlerin davalı tarafından icra takibine konulmadığını, davalıya ihtar çektiklerini, davalının ise senetleri 3 gün içinde kendilerine iade edeceğini beyan etmesine rağmen senetleri davacıya iade etmediğini ileri sürerek davacı tarafından sözleşme uyarınca davalıya teslim edilen senetlerin davacıya aynen teslim edilmesini, senetlerin aynen tesliminin mümkün olmaması halinde toplam senet bedeli olan 85.650,00 TL’nin ilk ihtar tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; dava konusu senetlerin … tarafından teslim edildiğini, davacı şirketin tek başına işbu davayı ikame yetkisinin bulunmadığını, dava dışı … ile dava dışı…ve Türsa A.Ş arasında tarafına teslimi gerçekleşen senetlerin kim adına icraya konulacağı noktasında taraflar arasında ihtilaf bulunduğunu, senetleri iade etmek istemesine rağmen dava dışı …’in senedi teslim almaya yanaşmaması üzerine eski müvekkil şirkete senetleri senet teslim tutanağı ile teslim edildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının beyanı, davalının savunması ve senet listesinde belirtilen senet metinleri birlikte değerlendirdiğinde, davalı Sıdıka’nın davacı tarafın vekili olmadığı, davalının müvekkili olan Türsa Ltd. Şti’nin ise senetlerin ne şekilde işleme konulacağa, masrafın ne şekilde karşılanacağı yönünde herhangi bir talimat vermediği, davacının mevcut hali ile senetler üzerinde tasarruf yetkisinin olmadığı, davacının MK 2-3. maddelerine aykırı şekilde davrandığından davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ile ihbar olunan şirket vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; davacı tarafça davalı avukatın ihbar olunan müvekkili tarafından iddia olunan sözleşme uyarınca icra takibi yapılmasına ilişkin talimatın varlığının usulen ispatlanmadığı, davacı ile davalı avukat arasında vekalet ilişkisinin bulunduğunun iddia edilmemesi, TBK 128. maddesi uyarınca davalı avukatın müvekkilinin iddia olunan sözleşmeye konu borcu üstlendiğinin usulen ispatlanmadığından davacının istinaf talebinin esastan reddine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24/05/2017 tarih 2016/4-504 Esas 2017/962 Karar ile 17/02/2010 tarih 2010/13-114- Esas 2010/81 Karar sayılı kararlarına göre ihbar olunanın tek başına istinaf kanun yoluna başvuru yetkisi olmadığından ihbar olunan istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, senedin iadesi veya mümkün olmazsa bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Davanın tarafları arasındaki 17.04.2015 tarihli belge ve davalının beyanları göz önüne alındığında, davalının, davaya konu senetleri icra takibine girişip ve daha sonra bu icra dosyalarını davacıya temlik etmek üzere davacıdan aldığı anlaşılmaktadır. Konya 13. Noterliğinin 22.06.2015 tarih ve …yevmiye nolu ihtarnamesinden; davacı tarafın, senetlerin icra takibine konu edilmesi, icra takibine girişilmezse senetlerin taraflarına iadesini istediği anlaşılmış olup, bu durumda, davalı borcunu sözleşmeye uygun olarak ifa ederek ya da senetleri iade ederek borcundan kurtulma imkanına sahiptir. Ancak, işbu dava açıldıktan sonra, davalının, davaya konu senetleri davada ihbar olunan şirkete teslim ettiği anlaşılmış olup, mahkemece bu hususların değerlendirilerek neticesine göre karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamı ile örtüşmeyen yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isabetli olmamış olup, bölge adliye mahkemesince verilen kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.