Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/2849 E. 2020/822 K. 03.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2849
KARAR NO : 2020/822
KARAR TARİHİ : 03.02.2020

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 09/04/2019 tarih ve 2016/146-2019/127 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-birleşen davalı vekili; müvekkilinin klozet kapağı makaralarının üretimi ve satışıyla da iştigal etmekte olduğunu, buna yönelik TPMK nezdinde 25.02.2013 tarihinden tescilli 2013/01490 sayılı tasarımının bulunduğunu, davalı-birleşen davacının müvekkilinin tasarımına konu ürünün birebir aynını üretip satışını yaptığını, bu nedenle Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/33 D.İş sayılı dosyasında davalı-birleşen davacı şirket merkezinde keşif yapılıp bilirkişi raporu alındığını, bilirkişi raporuyla şirketin yönetici odasında bulunan 3 adet ürünün müvekkilinin tasarımıyla benzer olduğunun belirlendiğini, bu durumun müvekkilinin tasarımdan kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek müvekkilinin tasarımına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini ve men’ini, tecavüzün sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, tasarımdan kaynaklanan haklara tecavüz nedeniyle şimdilik 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise müvekkiline ait tasarımın yeni ve ayırt edici olduğunu, anılan ürün bakımından teknik zorunluluk bulunduğuna dair iddiaların yerinde olmadığını, müvekkilince ayırt edici niteliği haiz bir şekilde geliştirildiğini, farklı olarak elektrik sistemi ile çalıştığını, birleşen dava konusu tasarım belgesinin tescili öncesinde piyasaya sürülen ürünlerin dava konusu tasarım ile aynı/benzer olmadığını, anılan tasarımın müvekkiline ait 2004/2900 sayılı faydalı model belgesi ile koruma altına alınan sistemin parçası olarak geliştirildiğini, kötü niyetle dava ikame edildiğini savunarak birleşen davanın reddini istemiştir.
Davalı-birleşen davacı vekili birleşen davada; davacı-birleşen davalıya ait 2013/1490 sayılı ürünün yeni ve ayırt edici nitelikte olmadığını, ürünün motorlu klozet kapağı içerisindeki klozetin üzerindeki poşeti sarmaya yarayan makara olduğunu, birleşik ürün parçası konumunda olup kullanım sırasında görünmediğini, alınan ürünün 1990’lı yıllardan bu yana üretildiğini, aynı ürünün kullanıldığı klozet kapağının müvekkilince 2003 yılında ülkemizde üretildiğini, sonrasında da bir çok firma tarafından üretildiğini, tasarım konusu ürünün teknik zorunluluktan kaynaklı görünüm özellikleri taşıdığını, tescilin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek davacı-birleşen davalı adın tescilli 2013/01490 sayılı tasarımın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiş,müvekkilin iş yerinde bulunan 3 adet ürünün üretime ve satışa konu edilmediğini, numune olarak bulunan bu ürünlerin ticarete konu edilmediğini, davacının tasarımının harcı alem olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; birleşen dava bakımından hükümsüzlüğe ilişkin olarak dava konusu 2013/01490 sayılı tasarımın tescil başvuru tarihi olan 25.02.2013 tarihinden önce benzerlerinin kamuya sunulduğu, son kullanıcı tarafından görülmesinin de mümkün olmadığı, gerek tescil tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK ve gerekse dava tarihinde yürürlükte bulunan SMK hükümleri gereği, yenilik ve görünür olma koşulları oluşmadığı, asıl dava bakımından ise bilirkişi raporları uyarınca davacı-birleşen davalının tasarım tescilinden doğan haklarının tarafça ihlal edildiği hususu tam olarak ispatlanamadığı, davacının dayandığı tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesi ve hükümsüzlüğün geriye etkili olması nedeniyle davacı-birleşen davalının anılan tasarıma dayalı ileri sürebileceği hakkının bulunmadığı, yenilik unsuru taşımayan tasarım nedeniyle haksız rekabetten de bahsedilemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüyle davacı-birleşen davalı adına tescilli 2013/01490 sayılı tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı-birleşen davalı vekili temyiz etmiştir.
1-) Asıl dava bakımından dosyadaki; yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı(birleşen davada davalı) vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Birleşen dava bakımından; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, birleşen davalı (asıl davada davacı) vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı-birleşen davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 64,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davacı/birleşen davada davalıdan alınmasına, 03/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.