YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2490
KARAR NO : 2022/8233
KARAR TARİHİ : 23.11.2022
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Tüketici Mahkemesi’nce verilen 02.03.2017 gün ve 2016/1753 – 2017/233 sayılı kararı reddeden – onayan Daire’nin 28.02.2019 gün ve 2017/2375 – 2019/1656 sayılı kararı aleyhinde davalı banka vekili ve OYAK vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçelerinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Egebank A.Ş. Konya Şubesi’nde döviz hesabı bulunduğunu, banka müdürünün paranın daha iyi değerlendirilmesi amacıyla off-shore hesabına aktarılması gerektiğini ve aktarılan şirketin de banka ve devlet güvencesinde olduğunu belirttiğini, paranın off- shore hesabına aktarıldığını ve hesap cüzdanı verildiğini, sonrasında bankaya TMSF tarafından el konulduğunu, müvekkilinin daha sonra parasını çekmek istediğinde aldatıldığını öğrendiğini, müvekkilinin alacağının tahsili için açtığı davanın reddedildiğini, sanıkların aldığı cezaların da kesinleştiğini belirterek ana parası 56.691,21 Amerikan Dolarının tahsil tarihindeki TL karşılığı bedelin 24.11.1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın değişik 4/a maddesi gereği en yüksek faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İhbar olunan TMSF vekili, davanın sıfat yokluğu, husumet, zamanaşımı nedeniyle reddini talep etmiştir.
İhbar olunan OYAK vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozama ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davanın kabulüne 56.691,21 USD’nin 24/11/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının 1 yıl vadeli dövize uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar davalı banka vekili, ihbar olunan TMSF ve OYAK vekillerinin temyiz itirazları üzerine Dairemizce onanmıştır.
Bu kez davalı Ing Bank A.Ş. vekili ve OYAK vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı Ing Bank A.Ş. vekili ve OYAK vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı Ing Bank A.Ş. vekili ve OYAK vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 709,50 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalı banka’dan ve OYAK’tan ayrı ayrı alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, ödedikleri karar düzeltme harcının istekleri halinde karar düzeltme isteyen davalı banka ve OYAK’a iadesine, 23.11.2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, Egebank Off Shore Bankasında açılan hesapta bulunan paranın faiziyle birlikte davalı bankadan tahsiline yönelik alacak talebine ilişkindir.
Sayın çoğunlukla aramızdaki görüş farkı, mudinin kendi talimatı üzerine Off Shore bankasına gönderilen paranın aracı bankadan istenip istenemeyeceği hususunda kaynaklanmaktadır.
Türkiye’de 1994 yılında yaşanan ekonomik krizi müteakiben özel kamu bankası ayrımı yapılmaksızın belirli bir tutara kadar tüm mevduatlara hazine garantisi verilmişti. Buna rağmen bir takım mudilerin tasarruflarını hazine garantili yerli bankalarda değerlendirmek yerine fahiş faize tamah ederek mevduat sigortası kapsamında olmayan Off Shore bankalara yönlendirdikleri görülmüştür.
Somut vakıada da, işlem bizatihi davacının imzalı onayıyla gerçekleştiğinden davacı ancak Türk Borçlar Kanununda sıralanan irade fesadına dayanabilir ki, dosya içeriğinde bu tür bir delil ve bulguya rastlanmamıştır.
Kaldı ki o tarihte yürürlükte bulunan BK 31. maddesine göre hata, hile ikrah ile yapılan sözleşmelerde işbu akti ifa etmemek hakkındaki kararını bir sene içinde ileri sürmeyen taraf akde icazet vermiş sayılır.
Diğer yandan, büyük kazanç elde etme beklentisiyle tasarruflarını yurt dışındaki kıyı bankalarına yönlendirirken basiretli bir müşteri gibi davranıp, riziko gerçekleştiğinde ise “aracı bankanın yanlış yönlendirmesi nedeniyle” zarara uğradığını iddia etmek tipik bir çelişkili davranış yasağının ihlali olup, hukuken korunması mümkün değildir.
Burada meselenin daha iyi idrak edilmesi için bir an ters bir varsayımda bulunacak olursak; davalı banka, davacının talimatına rağmen mevduatını Off Shore bankası yerine kendi uhdesinde tutsaydı ve bu arada Off Shore bankası da batmayıp yerli bankalara nazaran daha yüksek oranda faiz tahakkuk ettirseydi, davacının talimatına rağmen mevduatı ilgili yere aktarmayan bankadan aradaki faiz kazancını istemesi mümkün müydü, sorusuna verilecek olumlu cevap, mevcut halde neden aracı bankaya başvuramayacağının da haklı sebebini oluşturacaktır.
Milli bankalara nazaran orantısız biçimde faiz kazancı vaadinde bulunan Off Shore bankalara bizzat kendi imzalarıyla mevduatlarını yönlendiren mudilerin büyük risk üstlendikleri ve tabiri caizse bir nevi kumar oynadıklarının kabulü gerekir. Beklentiler gerçekleşmeyip zarar tahakkuk ettiğinde talimatını yerine getirmekten öte fonksiyonu bulunmayan bankalardan paranın faiziyle birlikte tahsili cihetine gidilmesi, zamanında sigorta primi ödemek suretiyle hazine garantili düşük faiz tercihinde bulunan aynı bankanın kendi halindeki diğer mudilerin dolaylı da olsa mağduriyetine yol açması kaçınılmazdır.
Açıklanan nedenlerle, davalı bankanın karar düzeltme talebinin kabulüyle Dairemiz onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle aksi yönde tezahür eden sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.