Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/2448 E. 2019/5208 K. 10.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2448
KARAR NO : 2019/5208
KARAR TARİHİ : 10.09.2019

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/10/2018 tarih ve 2018/334 E- 2018/1082 K. sayılı kararın ihbar olunan vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin usulden reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 04/04/2019 tarih ve 2019/517 E. – 2019/489 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi ihbar olunan vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkilli …’nin 9.403,124 pay ile …’nin ise 9.380,40 pay ile İlke Çelik Metal San. ve Tic. A.Ş.’nin unvanlı şirketin ortakları olduklarını, davalı …’nın şirket hisselerinin devri ve avukat yetkilendirilmesi amacıyla vekil tayin edildiğini, diğer davalının ise eskiden beri tanıdıkları çok samimi oldukları aile dostlarının kızı olduğunu, daha sonra 09/02/2017 tarihinde … tarafından …’nın vekaletten azil edildiğini, müvekkili …’nin ise vekalet verdiğini hatırlamadığı için azilname gönderilmesiyle gözden kaçırıldığını, davalıların yaptıkları haksız hukuki işlemlerin öğrenilmesinden sonra 18/08/2017 tarihinde azilname gönderildiğini, 2017 yılı başında davalı …’ya müvekkillerinin işleri kendilerinin takip edeceği konusunda sözlü olarak ayrıca bilgilendirildiğini, İlke Çelik Metal San. ve Tic. A.Ş.’nin gönderdiği Kadıköy 4. Noterliği’nin 14/08/2017 tarihli bilgi ihtarnamesi ile …’’nin 1.214.059,50 TL karşılığı 12.140,595 adet payı ile diğer davacının hisselerinin tamamının noter pay devri sözleşmesi ile davalı …’a devredildiğini öğrendiklerini, …’nın kendisine sözlü bildirim yapıldıktan sonra ivedilikle hisseleri baldızı olan …’ın üzerine geçirmesinin müvekkillerini zarara uğratma kastını taşıdığını, devir işlemlerinden müvekkillerine haber verilmediği gibi herhangi bir para ödemesi de yapılmadığını, müvekkili … ile davalı … arasında düzenlenen 27/07/2011 tarihli protokol ile şirket hisselerinin diğer şirket ortakları veya şirkete devri, devir bedelinin 10.000.000,00 TL’den az olmayacağı ve devrin 1 yıl içinde gerçekleştirileceği hususunun kararlaştırıldığını, ancak devrin protokol ve TBK hükümlerine aykırı yapıldığını, hisselerin nominal değer üzerinden devredildiğini, bu değerlerin gerçek değer olmadığını, gerçek değerin daha fazla olduğunu, bu durumun ise TBK 493. md. aykırı olduğunu, davalı …’ın diğer davalının kötü niyetli davrandığından haberdar olduğunu, yıllardır kanser hastası olan davalı …’ın geleceğe yatırım yapmasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca davalı …’ın hisseleri alacak mali gücünün bulunmadığını ileri sürerek vekalet görevinin kötüye kullanılarak yapılan devir sözleşmesinin iptali ile devredilen hisselerin müvekkileri adına tesciline karar verilmesinin talep etmiştir.
Davalı … vekili, davalıların şirketin büyük ortağı ile yaşadıkları sorunlar sebebiyle müvekkilini yetkilendirdiklerini, yetkilendirme sonrasında müvekkili tarafından davalıların haklarının en iyi şekilde korunduğunu, yapılan hisse devrinin …’ın hissedarı olduğu başka bir şirketteki hisselerin davacı …’ye devredilmesi karşılığında …’nin nakit ödeme imkanı olmaması sebebiyle İlke Çelik Metal San. ve Tic. A.Ş.’ndeki % 10 hissenin devri şeklinde gerçekleştirildiğini, bu konuda vekaletnamesi olduğunun müvekkiline bildirilerek işlemleri gerçekleştirmesinin istenildiğini, devir sonrasında ise azilname gönderildiğini ve müvekkili hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, devrin davacılar tarafından planlı olarak bizzat yapılmayıp ileride müvekkiline karşı kullanabilmek amacıyla müvekkiline yaptırıldığının sonradan anlaşıldığını, davacıların kötü niyetle hareket ettiklerini, 2001 yılından beri müvekkilinin hisseleri devretme yetkisi olmasına rağmen hisse devri yapılmadığını, davacıların süreç içinde haklarının vekillik görevi gereği masraf alınmadan müvekkili tarafından korunduğunu, bu durumun iyiniyetlerinin göstergesi olduğunu, davayı kabul etmediklerini beyan etmiştir.
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, yetkili mahkemenin HMK’ nın 14/2. Maddesindeki düzenlemesi doğrultusunda tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu, dava dışı İlke Çelik Metal San. Tic. A.Ş’ nin merkez adresinin … Cemil Topuzlu Caddesi Türkiye İşbankası Blokları E Blok D: 8 Kadıköy İstanbul adresi olduğu, adres itibariyle yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, HMK’ nın 14/2. maddesindeki yetki kuralının kesin yetki kuralı niteliğinde olduğundan, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
Dosyanın yetkisizlikle gönderildiği İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu uyuşmazlığın ortaklık ilişkisi ile bir ortağına veya üyesine karşı açılmış bir dava niteliğinde olmayıp vekalet görevinin kötüye kullanılması sebebine dayalı olarak hisse devrinin iptali istemine ilişkin bulunulduğu, HMK 6.madde hükmü gereğince genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere her iki davalının ikamet adreslerinin Urla/İzmir olduğundan genel yetkili mahkeme İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine dava dosyasının İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, ihbar olunan vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, verilen karara karşı istinaf isteminde bulunan İlke Çelik A.Ş. davada ihbar olunan konumunda olduğu HMK’nın 63. maddesine göre ihbar olunan, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabileceği, ihbar olunanın davaya fer’i müdahil olarak katılma talebinde bulunmadığı, taraflarca karar aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, ihbar olunanın davacıdan bağımsız olarak tek başına istinaf yoluna başvuru hakkı bulunmadığı gerekçesi ile HMK 346/1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 352/1-d ve 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince usulden verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, ihbar olunan vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 10/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.