Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/2226 E. 2019/5000 K. 01.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2226
KARAR NO : 2019/5000
KARAR TARİHİ : 01.07.2019

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
(İLK DERECE MAHKEMESİ SIFATIYLA)

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasındaki Hakem kararının iptali istemi ile İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla açılan davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince verilen 2018/7 Esas 2019/1 sayılı kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine incelemesi yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiş olup, Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; hakem heyeti tarafından bakılan davalının açtığı kar paylarının dağıtımına ilişkin tahkim yargılamasında, yetkilerin aşıldığını, şirket ana sözleşmesinde bulunan tahkim şartının klasik manada tahkim şartı olmayıp ihtiyari arabuluculuk niteliğinde olduğunu, geçersiz olduğunu, bu durumun göz ardı edilerek hüküm kurulduğunu, hakem heyeti kararında oy birliği sağlanamadığından, taleplerin reddi gerekirken oy çokluğu ile kabulünün hukuka aykırı olduğunu, ana sözleşmeden hakemlerin oy birliği ile karar alacağının kararlaştırıldığını, hakem heyetinin yetkilerini aşarak davacının 2013-2017 yıllarına ilişkin tüm taleplerini kabul ettiğini, tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet etmeden karar verildiğini, hükme esas alınan rapora karşı müvekkilinin itirazlarının değerlendirilmediğini, davalının 2017 yılı genel kurul kararının iptali ile kar payının dağıtılmamasına ilişkin karara karşı muhalefet şerhi olmadığının tespit edildiğini, talep olunan yıllar için davalının genel kurul toplantısına katılmadığını, karşı oy kullanarak muhalefet şerhi koymadığını, hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebi ile huzurdaki davanın reddi gerektiğini, davalının dava ehliyetinin bulunmadığını, kar payı ve pay akçelerinin tahsili için açılan davanın şirketin feshi talebini de havi olacağından, davalının payı da şirketin feshini isteme nisabını karşılamadığından iş bu davayı açamayacağını ileri sürerek hakem heyeti kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının genel kurul kararının iptali davasının şartlarını kar payı alacağı davasına uygulamaya çalıştığını, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/297 esas 2017/891 karar sayılı dosyasında davacı olarak ikame ettikleri davanın ve İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/856 esas, 2018/495 karar sayılı dosyalarındaki aynı beyanları dilekçesinde dile getirdiğini, anılan dosyalarda sundukları beyanları tekrar ettiklerini, iddialarının hukuki dayanağı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; şirket ana sözleşmesinde hakeme başvurulmayı gerektiren anlaşmazlıkların neler olduğunun somutlaştırılmadığı, 6102 sayılı TTK’ nın 408/1-d maddesinin genel kurulun devredilemez yetkileri arasında olduğu, kar payı dağıtımı için genel kurulun kar dağıtılmaması yönündeki kararların iptalinin gerektiği, 2013 ile 2017 yılları arasında yapılan genel kurul toplantılarında alınan kararların kesinleştiği, davalının 2016 faaliyet yılındaki karın dağıtılmaması yönünde alınan 27.04.2017 tarihli genel kurul kararının iptali yönünde dava açtığı, tahkim itirazında bulunulması üzerine davanın usulden reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, 27.04.2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların da kesinleştiği, davalının 28.03.2017 tarihinde İstanbul 15 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/297esas 2017/891 karar sayılı dosyasında kar payının tahsili yönünde dava açtığı, mahkemenin tahkim ilk itirazını kabul ederek davanın usulden reddine karar verdiği, kararın kesinleştiği, kar payı isteme hakkının, ancak genel kurulun bu yönde karar vermesine bağlı olduğu, genel kurul kararının iptali hususunda tahkim yoluna başvurulamayacağı, hakem kararında davalının talebinin, genel kurul kararının iptalini gerektiren kar payı istemine ilişkin olup, şirketin ana sözleşmesinde yer alan tahkim şartının bu tür uyuşmazlık açısından geçersiz olduğu, 6100 sayılı HMK’ nın 439/2-a maddesi uyarınca uyuşmazlığın tahkime elverişli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, hakem kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama ve HMK’nın hakem kararlarının iptaline ilişkin 439. maddesi hükmü gözetildiğinde, verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının ve şirket ana sözleşmesindeki tahkim şartının anlaşmazlığın hakemde çözülmemesi halinde yetkili mercilerin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeler olacağı düzenlemesi nedeniyle açık ve kesin olmaması nedeniyle geçersiz olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 01/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.