Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/1605 E. 2019/8276 K. 18.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1605
KARAR NO : 2019/8276
KARAR TARİHİ : 18.12.2019

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Düzce 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 18/01/2018 tarih ve 2015/591 E- 2018/29 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 07/02/2019 tarih ve 2018/709 E- 2019/100 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilince davalı tarafa ait 2014/22477 sayılı “DKB DÜZCE KOÇ BETON” ibareli markasına daha önce de itiraz edildiğini, TPMK Markalar Dairesi Başkanlığınca anılan markanın müvekkili şirkete ait “KOÇ” markaları ile benzer olduğu gerekçesi ile başvurunun reddine karar verdiğini, bu marka ile büyük benzerlik taşıyan işbu dava konusu davalı tarafın 2014/22482 numaralı “DKİ DÜZCE KOÇ İNŞAAT” ibareli markasının da müvekkili şirketin aynı sınıflarda tescilli ve tescil başvurusunda bulunulan çok sayıda “KOÇ” esas unsurlu markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer bulunduğunu ileri sürerek, davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “KOÇ” ibaresinin, 19 ve 37. sınıflarda davacı tarafından 1999 yılından itibaren, davalı tarafından ise 1993 yılından beri kullanıldığı dikkate alındığında, bu sınıflar bakımından “KOÇ” ibaresinin kullanım önceliğinin davalı yanda olduğu ve davalının marka tescilinde kötüniyetin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; taraf markalarının hem kullanılan ibareler hem de mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olduğu, hatta davacı markalarının tanınmış olup, davalı markasının 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında, davacının tanınmış markalarının itibarından haksız yararlanabileceği, davalının markasal kullanımı konusunda hiçbir inceleme yapılmadan ve sadece ticaret siciline tesciltarihine bakılarak markasal kullanım önceliğinin davalı yanda olduğu sonucuna varılmasının mümkün olmadığı gibi, bu sonucun doğru olması halinde dahi kullanım önceliğinin davalıya sadece davacının markalarına karşı hükümsüzlük talebinde bulunma veya kendisine karşı açılan bir tecavüz davasında savunma hakkı vereceği, davacının önceki tarihli tescilli markaları mevcutken davalının bu markalarla 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer nitelikteki bir markayı tescil ettirebilmesinin mümkün olmadığı, tescil ettirmişse de aynı KHK’nın 42/b maddesi uyarınca hükümsüz sayılmasına karar verilmesi gerektiği, davalı markasının kötüniyetle tescil edildiği yönünde dava dosyasında hiçbir delil bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve davanın kabulü ile davalı adına tescilli 18.03.2014 tarih ve 2014/22482 sayılı “DKİ DÜZCE KOÇ İNŞAAT” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 18/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.