Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2019/1531 E. 2021/5801 K. 29.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1531
KARAR NO : 2021/5801
KARAR TARİHİ : 29.09.2021

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09.05.2016 gün ve 2015/691 – 2016/420 sayılı kararı onayan Daire’nin 22.11.2018 gün ve 2016/14002 – 2018/7304 sayılı kararı aleyhinde davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkilleri tarafından 2003 yılında davalı bankanın …Şubesinde 127442 numaralı müşterek bir hesap açıldığını, bu hesap üzerinde her bir müvekkilinin müştereken ve münferiden tasarruf hakkının bulunduğunu, daha sonra bu ana hesap numarasına bağlı olarak bir çok vadeli, vadesiz TL ve döviz hesapları açıldığını, müvekkillerinin hesapları ile esas olarak banka yönetmen yardımcısı …’in ilgilendiğini, hesaptaki paranın kimi zaman 2 milyon YTL’yi aştığını, müvekkillerinin para yatırmak veya çekmek üzere bankaya gittiğinde…’la muhatap olduğunu, bu kişi tarafından banka cüzdanlarına miktarlar, vadeler ile bunun getirilerinin yazıldığını, imzaların atıldığını, yapılan işlemlerde usulsüzlükler olduğunun fark edilmesinin olanaklı olmadığını, bankacılık sektörüne güvenen müvekkillerinin cüzdanlarına yazılı olana itibar ettiklerini, 2006 yılı Mayıs ayının son günlerinde bankaya giden müvekkili …’e yine … tarafından döviz hesaplarıyla ilgili bazı döviz bozum fişleri imzalatıldığını, ancak hemen ertesinde bu işlemlerden şüphelenen müvekkillerinin bankaya giderek hesaplarını kontrol ettiğinde usulsüz işlemleri fark ettiklerini, kendilerinden habersiz olarak çok önceden döviz hesaplarının bozulduğunu, yine vadeli hesaplarının bozulduğunu, hesapları üzerinde talimat ve imza olmaksızın açma kapatma işlemleri yapıldığını öğrendiklerini, bunun üzerine 31.05.2006 tarihi itibariyle bu bankadaki hesaplarını kapatma talimatı vererek ilk önce 1.702.500.00 YTL’yi daha sonra da diğer paralarını çektiklerini, ancak banka cüzdanlarında belirtilen para ile ödenen para arasında farklılık bulunduğu gibi vaat edilen getirilerin de ödenmediğini, dosyaya celp edilecek
Bakırköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin tespit dosyasında, usulsüzlüklerin neler olduğunun ortaya konduğunu, bu dosyaya verilen bilirkişi raporlarında habersiz olarak bir çok defa hesap açılıp kapatıldığı, bir çok işlemde davacıların imzasının bulunmadığını, imza yerlerinin boş olduğunun belirtildiğini, nitekim 500.000 USD döviz hesabının 17.05.2006 tarihli kapanış fişinde mudi imzasının olmadığının da bu raporda belirtildiğini, ancak ek raporda döviz bozdurum dekontlarında mudi imzasının bulunduğu açıklanmakta ise de bu imzaların sonradan yanıltma suretiyle alınmış olduğunu, imzaların gerçekte 2006 Mayıs sonunda alınmasına karşın 9, 10, 17 Mayısta alınmış gibi gösterildiğini, imzaların kandırılmak suretiyle sonradan alındığını banka görevlisi …’in savcılık ifadesinde açıkladığını, 500.000 Dolar habersizce bozulup YTL’ye çevrilmemiş olsa müvekkillerinin hesap kapatma tarihi olan 31.05.2006 tarihinde 500.000 Dolar için alacağı paranın 780.000.00 YTL olacağı halde bankaca bu hesap 670.000,00 YTL olarak belirlenip eksik ödeme yapıldığını, aradaki farkın yaklaşık 110.000.00 YTL olduğunu ve oluşan bu farklılıktan davalı bankanın sorumlu olacağının açık olduğunu, bankaya olan güvenlerini kaybeden müvekkillerinin bankadan paralarını çekmeye başladığı 31.05.2006 tarihi itibariyle ellerinde 144 numaralı 500.000.00 Dolarlık döviz banka cüzdanı, 147 numaralı 1.000.000.00 YTL’lik banka cüzdanı, 148 numaralı 250.156.35 YTL’lik banka cüzdanı, 145 nolu 335.000.00 YTL’lik banka cüzdanı ile 90.000.00 YTL’lik dekont bulunduğunu, ayrıca 85.000.00 YTL bedelinde borsa işleminin mevcut olduğunu, banka cüzdanları daha sonra banka tarafından yanlış bir şekilde işlendiğini, döviz hesabının 31.05.2006 tarihi itibariyle yukarıda açıklanan nedenlerle birim 1.560.00 YTL’den 780.000.00 YTL olarak değerlendirildiğinde tüm paranın toplamının 2.540.156,35 YTL olduğu halde ödenen paranın 2.215.000,00 YTL olduğunu, arada 235.156.35 YTL fark bulunduğunu ileri sürerek ıslah edilmiş şekliyle 250.000,00 YTL’nin hesap kapatma tarihi olan 31.05.2007 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davacılar vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 31,10 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 520,95 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 29.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.