YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1196
KARAR NO : 2019/8103
KARAR TARİHİ : 11.12.2019
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/03/2017 tarih ve 2015/449 E- 2017/114 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 17/01/2019 tarih ve 2018/675 E- 2019/36 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin “MDÇ MODA” ibareli 5, 18, 25. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2005/42074, “MODA ÇANTA” ibareli 18. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2010/39505, “MODA ÇANTA KEMER SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ” ibareli 18. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2008/11717, “MODA ÇANTA KEMER” ibareli 18. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2009/23984, “MDÇ MODA” ibareli 35. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2011/107928 sayılı tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının “WOODY MODA” ibareli, 18 ve 35. sınıftaki ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2014/48270 kod numarası verilen başvuruya müvekkilinin kötüniyet, önceye dayalı hak sahipliği, tanınmışlık ve iltibas vakıasına dayanarak yaptığı itirazın, davalı TPMK YİDK tarafından 2015/M-9555 sayılı kararla nihai olarak reddedildiğini, oysa başvurunun tescilinin müvekkilinin “MODA” esas unsurlu markalarıyla iltibasa sebebiyet vereceğini, onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını ileri sürerek davalı TPMK YİDK’nın anılan kararının iptalini, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; davacının markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun “MODA” ibaresinden oluştuğu, uzun süreli kullanımla ayırt ediciliğinin yükselmiş olduğu, davalı başvurusunun asıl ve ayırt edici unsurunun da “MODA” sözcüğünden oluştuğu, davacı markaları ile başvuru konusu işaretin özellikle aynı tür ürün ve hizmetleri kapsaması sebebiyle görsel, sescil ve anlamsal olarak iltibasa neden olacak derecede benzer bulundukları, başvuru konusu işarette “Woody” ibaresinin yer almasının, işareti anlamsal, görsel ve sescil olarak davacı markalarından ayırt edici kılmadığı, ortalama Türk alıcı ve yararlanıcıların büyük çoğunluğunun, anılan sözcüğün anlamını bilemeyeceği, daha çok “MODA” ibaresine değer vererek ürün ve hizmet tercihine yöneleceği, davacının markalarının, başvuru kapsamında yer alan 18 ve 35. sınıf ürün ve hizmetleri aynen içerdiği, davacının “MODA” ibareli seri markalarının bulunduğu, davalı başvurusunun öteden beri kullanılan davacı markalarının tüketiciler nazarında tesis ettiği imajın transferi sonucunu doğuracağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı TPMK YİDK’nın 2015/M-9555 sayılı kararının davacı itirazlarının reddi yönünden iptaline, davalı başvurusu marka olarak tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı TPMK vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce; davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 11/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.