Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/70 E. 2019/5343 K. 12.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/70
KARAR NO : 2019/5343
KARAR TARİHİ : 12.09.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 08/06/2017 tarih ve 2012/593-2017/533 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı-karşı davacılar vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 10.09.2019 günü hazır bulunan davacı- karşı davalı vekili Av. … ile davalı-karşı davacı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar-karşı davalılar vekili, müvekkillerine ait şirketin merkezinin Almanya’da bulunduğunu ve Almanya’da üretilen emtianın Türkiye’de şube açılarak satışına karar verildiğini, bu şubenin Ankara Ticaret Sicil Memurluğu’na kayıt ve ilan edilerek faaliyete geçirildiğini, Ankara Şubesi müdürü olarak tayin edilen davalı …’ın BK’nun 449. maddesi uyarınca ticari mümessil olduğunu, yanlar arasında 20.01.1997 tarihli sözleşme imzalandığını, Türkiye’de bulunan müşterilere Ankara Şubesi aracılığı ile teslim edilen malların bedellerinin şube aracılığı ile asıl şirkete aktarıldığını, 1998 yılında gerçekleştirilen satış bedellerinden 393.359,23 DM’nin … tarafından tahsil edildiği halde şirket merkezine aktarılmadığını, bu davalının diğer davalı şirketin münferit yetkili müdürü sıfatı ile faaliyet yürüttüğünü, davalının bu eyleminin haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, 100.000 DM’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar-karşı davacılar vekili, müvekkili … ile davacılar arasında imzalanan sözleşme ile kendisine vekaletname verilerek işlemlerin yürütüldüğünü, sabit giderlerin davacılar tarafından karşılanmasının ve komisyon ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin satış tutarlarının tamamını davacı şirketin hesaplarına aktardığını savunarak davanın reddini istemiş;
karşı dava ile sabit giderlerden kaynaklanan alacakları ve komisyon alacaklarına ilişkin olarak 150.800 DM’nin faizi ile birlikte temerrüt tarihinden itibaren davacı/karşı davalılardan tahsilini, asıl davanın kabulü halinde alacaklarının takas mahsubu olarak değerlendirilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak müvekkilinin sabit ücret ödemelerinden kaynaklanan alacaklarına ilişkin olarak Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2001/261 Esas sayılı dosyasında 100.800 DM kısmi talepte bulunulduğunu, işbu dava ile 1997 ve 1998 dönemine ilişkin 150.000 DM, 1999 ve 2000 yıllarına ilişkin de 250.800 DM olmak üzere davalı şirketten toplam 400.800 DM tutarında alacağı olması sebebiyle bu tutarın ticari faizi ile birlikte ödenmesi için ek dava niteliğindeki bu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, sözleşmeden kaynaklı sabit ücret alacağının ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamına göre; asıl davada, davacı … SÖHNE GmbH&CO.KG tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kabulüne, 51.129,18 EURO’nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince devlet bankalarınca EURO ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranı ile birlikte adı geçen davalıdan tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine, davacı … SÖHNE GmbH&CO.KG Ankara Şubesince davalılar … ve Mega Yapı İnşaat Limited Şirketi aleyhine açılan davanın reddine, davacı … SÖHNE GmbH&CO.KG tarafından davalı … Limited Şirketi aleyhine açılan davanın reddine; karşı davanın reddine, birleşen davada tahkim itirazının kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı-karşı davacılar vekili, temyiz etmiştir.
(1) Davanın tarafları arasında 20.01.1997 tarihli sözleşme akdedilmiş olup; asıl davada davacı şirket, davalı …’ın Türkiye’deki şube müdürü olduğunu, davalının üçüncü kişilere satılan ürün bedellerini kendisine aktarmadığını ileri sürerek alacak talebinde bulunmuştur. Karşı ve birleşen davada davacı … ise, muhtelif yıllara ilişkin temsilci sabit gider alacaklarının ödenmediğini iddia ederek, davalı şirketten tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davada davalı … aleyhine açılan davanın kabulüne, karşı davanın esastan reddine, birleşen davada ise; 20.01.1997 tarihli sözleşmenin “Nihai Şartlar” başlıklı 7.maddesinin (a) bendi ile sözleşmeden kaynaklanan veya ilişkili olan her türlü uyuşmazlığın tahkimde görülmesinin kararlaştırıldığı, davadaki talebin sözleşmeden kaynaklanan sabit giderlerden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu ve tahkim ilk itirazının cevap dilekçesi ile cevap süresi içerisinde sunulduğu gerekçesi ile davalı şirketin tahkim ilk itirazının kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Yukarıdaki özetten de anlaşılacağı üzere, … tarafından açılan birleşen davada “tahkim itirazında” bulunan davalı şirket, kendi davasında (asıl davada) sözleşmedeki tahkim koşulunu dikkate almadan genel mahkemede davasını açmıştır. Geçerli tahkim sözleşmesi veya şartına rağmen sözleşmenin taraflarının davalarını hakem yerine mahkemelerde açmış olmaları durumunda; tahkim sözleşmesinin veya şartının uygulanmasından vazgeçmiş olduklarının kabulü gerekir. Çünkü, Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi gereğince herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.
Bu itibarla, mahkemece birleşen davada davalı şirketin tahkim itirazının reddedilmesi ve işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, davalı-karşı davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile birleşen davaya yönelik hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
(2) Bozma sebep ve şekline ve Dairemiz bozma ilamına uyulması halinde birleşen davada verilecek hükmün asıl davayı ve buna karşılık açılan karşı davayı etkileyecek mahiyette bulunmasına göre, asıl davada davalı- karşı davada davacılar vekilinin asıl ve karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile birleşen davaya yönelik hükmün BOZULMASINA, (2) Bozma sebep ve şekline ve Dairemiz bozma ilamına uyulması halinde birleşen davada verilecek hükmün asıl davayı ve buna karşılık açılan karşı davayı etkileyecek mahiyette bulunmasına göre, asıl davada davalı- karşı davada davacılar vekilinin asıl ve karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin birleşen davada davalıdan alınıp birleşen davada davacı … tarafına verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden …’a iadesine, 12/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.