Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/5757 E. 2020/3545 K. 23.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5757
KARAR NO : 2020/3545
KARAR TARİHİ : 23.09.2020

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.12.2017 tarih ve 2017/433 E- 2017/1146 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce verilen 17/10/2018 tarih ve 2018/170 E- 2018/992 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 22.09.2020 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %10 oranında hissedarı olduğunu, müvekkiline karşı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/800 E. sayılı dosyası ile sorumluluk davası açıldığını, mahkemece verilen ara karar kapsamında ortaklar kurulu tarafından bu yönde dava açılması için karar alınması gerektiğinden bahisle dava konusu 14.03.2017 tarihli kararın alındığını, kendilerine yapılan çağrı sonucunda gündeme madde eklenmesi amacıyla talepte bulundukları halde bu talebin yerine getirilmediğini, ayrıca şirketle ilgili diğer ortakların da şirketi zarara uğratmaları yönünde eylemleri bulunduğunu, bu kapsamda eşit işlem gereğince diğer ortaklar yönünden de karar alınması gerektiğini ileri sürerek, 14.03.2017 tarihli ortaklar kurulu kararının iptali, bu yolla, hakim hisse durumunu kötüye kullanan… ve … aleyhine hukuki ve cezai yollara başvurulmasına karar verilmesini, kararın şirkete geçici olarak tedbiren re’sen tayin edilecek bir kayyım tarafından yerine getirilmesini, işbu talebin kabul edilmemesi halinde terditli olarak, diğer ortaklar yönünden hukuki ve cezai yollara başvurulmadığı durumda TTK’nın 357. maddesinde yer alan eşit işlem ilkesi uyarınca müvekkili yönünden alınmış olan davalara icazet kararının da iptal edilerek kaldırılmasını, şirket kârlı bir şirket olup, bugüne kadar hiç kâr dağıtmadığından kâr dağıtımı talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını ve kâr dağıtımına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu genel kurul kararının kanun, ana sözleşme ve objektif iyiniyet kurallarına uygun olup, iptalini gerektirir herhangi bir durumun söz konusu olmadığını, mahkemece verilen ara karar doğrultusunda alınan bir karar olduğunu ve davacının kötüniyetli olarak işbu davayı açtığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, TTK’nın 617/3 madde yollaması ile 411/2. maddesinde gündeme madde konulması isteminin çağrı ilanının TTSG’nde yayımlanmasına ilişkin ilan ücretinin yatırılması tarihinden önce yönetim kuruluna ulaşması gerektiğinin düzenlendiği, ilan ücretinin 17/02/2017 tarihinde yatırıldığı, gündeme madde eklenmesine ilişkin talebin ise bu tarihten sonra 28/02/2017 tarihinde yapıldığı, dolayısıyla davacı tarafın gündeme madde eklenmesi yönündeki talebinin mümkün olamayacağı ayrıca, davacının, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/216-537 E-K sayılı ilamıyla şirketi kötü yönetmesi nedeniyle şirket müdürlüğü görevinden azledildiği, dolayısıyla davacının konumunun diğer ortaklara göre farklılık arz ettiği, bu bağlamda TTK’nın 357. maddesinde ön görülen eşit işlem kuralının ihlal edildiği hususunun da sabit olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının usule yönelik istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, dava konusu genel kurulun yasa ve ana söleşme hükümlerine uygun olup, yeterli karar alma nisabının oluştuğu, TTK’nın 412. maddesinde azlık pay sahiplerinin gündeme madde ilave edilmesi taleplerinin reddi halinde bu konuda mahkemeye müracaat edebilecekleri düzenlenmiş olup, ayrıca genel kurul toplantı çağrısının usulsüzlüğünün tek başına genel kurul kararlarının iptalini gerektirmediği, genel kurulda davacı dışındaki diğer şirket ortak ve yöneticileri hakkında da sorumluluk davası açılması için karar alınması taleplerinin reddinin eşit işlem ilkesine aykırılık teşkil ettiği yönündeki iddianın da, TTK’nın 413. maddesi gereğince genel kurulda gündem haricinde maddelerin görüşülemeyeceği, gündemin ise genel kurulu toplantıya çağıran tarafça belirleneceği, dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında gündem maddeleri arasında söz konusu husus yer almadığından bu konunun görüşülmemiş olmasının yasaya aykırı olmadığı, ayrıca davacının usulsüz işlemler yapıldığını ileri sürdüğü tarihlerde haklarında sorumluluk davasının açılmasını istediği kişilerin şirket müdürü olmayıp, pay sahibi oldukları, eşit işlem ilkesine aykırılığın söz konusu olmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 18,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 23.09.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.