Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/5648 E. 2019/345 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5648
KARAR NO : 2019/345
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ : … (KAPATILAN) 3. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … (Kapatılan) 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/06/2016 tarih ve 2014/202-2016/154 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin hak sahibi olduğu yemek, tatlı, hamur işi vs. tariflerinin, müvekkilinin izni olmadan ve telif ücreti ödenmeksizin davalının yayımlamış olduğu “Sofra” adlı kitap serilerinde, kitapçılarda, “http://…/” ile buna bağlantılı “http://…/” adlı internet sitelerinde gösterilip satışa sunulduğunun anlaşılması üzerine, noter aracılığı ile davalıya ihtarname gönderildiğini, ancak davalı yanın bu ihtarnameye cevap vermediğini, “Sofra” adlı kitap serilerinde müvekkiline ait tariflerin kullanıldığını, bu tariflerin hiçbirinde müvekkilinin ad ve soyadının yazılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL tazminatın her bir baskı tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan tahsilini ve 30.000,00 TL manevi tazminatın, değiştirme ve basım tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, FSEK 70/3 fıkrası uyarınca basılan eserler nedeniyle elde edilen kazancın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının Kasım 1995-Mayıs 2013 tarihleri arasında Sofra Dergisi yayımcısı müvekkili ile FSEK 18/2 maddesi kapsamında iş ilişkisinde bulunması sebebiyle dava konusu tariflerin kullanımının müvekkili şirkete ait olduğunu, davacının neredeyse tüm tariflerini müvekkili şirket nezdinde yayımlanan dergi ile çalışırken oluşturduğunu, tariflerin mali hak kullanımının müvekkili şirkete ait olduğunu, davacının başvuru hakkını yitirdiğini savunarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 1995-2003 yılları arasında hazırladığı yemek tariflerini bedel karşılığında Sofra isimli dergilerde yayınlandığı ve bu dergilerdeki bedelle alınan eserler üzerinde Sofra dergisinin mali hak sahibi olduğu, yemek tariflerinin davacının hususiyetini taşıması nedeniyle eser niteliğinde olan bu tariflerin o döneme özgü mali haklarını devrettiği, tariflerin davacıya ait olduğu yolunda FSEK 15. maddesinde belirtilen şekilde adının ya da müstear adının yazılmamış olduğu, tarifler üzerinde yapılacak değişikliğin 16. madde kapsamında da eser ./..
sahibine ait olduğu, kitapları çıkaran davalının bu gerekliliğe de riayet etmediği, davacı lehine manevi tazminat verilmesi gerektiği gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, takdiren 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalıya ait “Sofra” adlı dergide davacı tarafından yazılan yemek tariflerinin Kasım 1995 – Mayıs 2013 tarihleri arasında yayımlandığı ve buna karşılık davacıya telif bedeli ödemesi yapıldığı hususu mahkemenin de kabulündedir. Davalı tarafça 5846 sayılı FSEK 18/2. maddesi uyarınca çalıştıran sıfatıyla mali hakları kullanma yetkisi bulunduğu savunulmuş ise de yukarıda açıklanan hukuki ilişki dışında davacı ve davalı arasında hizmet ya da iş akdinin varlığı kanıtlanamadığından, süreli olarak yayımlanan Sofra adlı dergide yer alan davacıya ait ve eser niteliğindeki yazılar üzerindeki mali hakları kullanma yetkisinin 5846 sayılı FSEK 18/2. maddesi uyarınca kendiliğinden davalıya geçtiğinden söz edilemez.
Mahkemece, davalının çalışanı olmasa dahi davacıya ödenen telif ücreti karşılığı uyuşmazlık konusu yazıların mali haklarının davalıya geçtiği kabul edilmiştir. Ancak, 5846 sayılı FSEK 52. maddesine uygun bir yazılı sözleşme bulunmasa da, edimlerin karşılıklı olarak yerine getirilmesi nedeniyle taraflar arasındaki hukuki ilişki 818 sayılı BK 372 vd. ve 6098 sayılı TBK 487 vd. maddeleri kapsamındaki “yayın sözleşmesi” niteliğindedir.
Dava tarihinde yürürlükteki 6098 sayılı TBK 489 maddesi uyarınca (818 sayılı BK md. 373), yayın sözleşmesiyle eser sahibinin hakları, sözleşmenin ifasının gerektirdiği ölçüde ve süreyle yayıncıya geçer. Ayrıca, aynı Kanun’un 490/2 maddesi (818 sayılı BK md. 374/2) uyarınca da, süreli yayınlarda yer alan kısa yazılar yayınlatan tarafından herzaman başka yerde de yayımlatılabilir.
Yukarıda açıklanan hükümlerden de anlaşılacağı üzere, 5846 sayılı FSEK 48/2 maddesi uyarınca davalı yayıncıya devredilen mali hakları kullanma yetkisinin ancak süreli olarak yayımlanan Sofra Dergisi ile sınırlı olduğu, devrin aynı Kanun’un 56. maddesi gereği basit ruhsat niteliğinde bulunduğu ve eser üzerindeki mali hakların ise davacıya ait olduğunun kabulü gerekir.
O halde, taraflar arasındaki mali hak ihlaline dayalı uyuşmazlığın anılan hükümler çerçevesinde değerlendirilerek hasıl olunacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece açıklanan gerekçe ile maddi tazminatın reddi doğru görülmediğinden, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 768,45 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.