YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5618
KARAR NO : 2020/4127
KARAR TARİHİ : 14.10.2020
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27.11.2015 tarih ve 2010/831-2015/693 sayılı kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 15.09.2020 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda, müvekkilinin davalıya verdiği kargo taşıma hizmetine istinaden düzenlenen faturaların ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takiplerinde davalı tarafından yapılan itirazların haksız olduğunu ileri sürerek ayrı ayrı icra takiplerindeki itirazların iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl ve birleşen davalarda, taşımalar esnasında meydana gelen hasarlar sebebiyle müvekkilinin, davacının Kayseri Organize Sanayi Acentesi ile mahsuplaşmak istediğini, bu hususta düzenlenen ve tarafların mutabakatı ile belirlenen ekspertiz raporunda müvekkilinin alacaklı çıktığını, taraflarca yapılan mahsuplaşma sonucu davacıya bir borcunun kalmadığını, davacı tarafın taşıma sırasında mala verdiği hasara ilişkin 4 adet toplam 24.853,62 TL faturanın kabul edilmediğini savunarak asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının dayandığı hasar tespitine ilişkin belgelerin davacı tarafından kabul edilmediği, hasar tespitini yapan firma konusunda tarafların anlaştığının ispatlanamadığı, taşıma sırasında taşınan mallarda hasar meydana geldiği iddiasını kanıtlamakla yükümlü olan davalının bu savunmasını ispat edememesi nedeniyle davacı tarafa yemin teklif ettiği, ancak davacı şirket yetkilisinin yemin etmeyeceğini beyan ederek yeminden kaçındığını, bu nedenle davalının savunmasını kanıtladığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Asıl ve birleşen davalar, taşıma hizmeti karşılığı düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece, davacı tarafın yeminden kaçındığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Bir davada ileri sürülen maddi vakıayı ispat yükü kendisine düşün taraf, o vakıayı başka türlü ispat edemezse, delil listesinde dayanmış olmak koşuluyla HMK 225 vd. md. uyarınca ispat için son çare olarak karşı tarafa yemin teklif edebilir. Yemin teklifi için ileri sürülen maddi vakıanın karşı taraftan kaynaklandığı iddia olunmalıdır. Koşullarına uygun şekilde yemin teklifi halinde, karşı taraf ya yemini eda, ya da yemini iade (ret) edebilir. Yemin davetiyesinin, yemin teklif edilen gerçek veya tüzel kişinin bizzat kendisine çıkartılması ve usulüne uygun bir biçimde tebliği zorunludur.
Yemin teklif eden tarafın hazırladığı yemin metni mahkemeye bir teklif niteliğindedir. Yemin teklif eden taraf, hangi vakıa hakkında yemin teklif ettiğini bildirir; yemin konusunu (sorusunu) ise hakim tespit eder. Yemin sorusu mahkemece resen ve özenli bir şekilde düzenlenip yemin teklif eden tarafa yemin sorusunun ispat etmek istediği vakıaya uygun olduğu yönünde beyanı alındıktan sonra, yemin konusunun duruşma tutanağına yazılması ve okunarak yemin teklif edene imza ettirilmesi uygun olur. Bundan sonra hakim, yemin şeklini okuyup, yemin metnini okuyup, yalan yere yeminin sonuçları konusunda gerekli ihtaratı yapar. Yemin edecek taraf, yemin konusunun yeterli açıklıkta olmadığını ileri sürerse, hakim, karşı tarafın görüşünü aldıktan sonra derhal bu konuda kararını verir ve gerekirse yemin metnini tekrar düzenler. Hakim, HMK 233/4.maddesindeki şekle uygun olarak yemin yaptırdıktan sonra, yemin eden tarafın ifadesini dinleyip aynen tutanağa geçer ve yazılanları yüksek sesle okuyup yemin eden tarafa yeminininde ısrar edip etmediğini sorar. Yemin edenin beyanında ısrar etmesi halinde bu beyan da tutanağa geçerildikten sonra imzası alınmasıyla birlikte yemin tamam olur.
Yemin davetiyesinin, yemin teklif edilen gerçek veya tüzel kişinin bizzat kendisine çıkartılması ve usulüne uygun bir biçimde tebliği zorunlu ise de, talimat mahkemesince yemin davetiyesi davalı şirketin tüzel kişiliği yerine davalı şirketin temsilcisi sıfatıyla …’ya çıkarılması doğru olmamıştır.
Ayrıca, TTK m. 371/3’de temsil yetkisinin sınırlandırılması düzenlenmiştir. Somut olayda davacı şirketi temsile yetkile kişilere ilişkin olarak, sunulan imza sirkülerine göre, 50.000.- TL’ye kadar olan işlemlerin 1. Grup D sınıfı imza yetkililerinden herhangi biri ile birlikte 2. Grup D sınıfı imza yetkililerinden herhangi birinin müşterek imzaları ile gerçekleştirileceği belirtilmiştir. Bu durumda, yemin eda ettirilmek istenilen ve 2. Grup D sınıfı imza yetkilisi olduğu anlaşılan …’nın, yemin edası sırasında şirketi tek başına temsile yetkili olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılmaksızın bu kişiye yemin ettirilmesi yerinde olmamıştır.
Somut olayda mahkemece, davalı şirket yetkilisine yukarıda izah olunduğu üzere HMK 225 vd. maddelerinde gösterilen merasime uygun şekilde yemin davetiyesi gönderilmemiş, gelen kişinin yemine yetkili olup olmadığı kontrol edilmeksizin ve yemin metnine yönelik itirazları değerlendirilmeksizin yemine zorlanmış olup, duruşmaya gelen …’nın kontrol edilmeyen metin uyarınca yemin etmeyeceğine yönelik beyanının yeminden kaçınma olarak değerlendirilmesi doğru olmamış ve bu nedenle hükmün temyiz eden davacı taraf yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl ve birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 14.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.