Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/5376 E. 2019/6390 K. 09.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5376
KARAR NO : 2019/6390
KARAR TARİHİ : 09.10.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasındaki davanın Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 04/05/2018 tarih ve 2018/322 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılardan …’in, müvekkili şirketin bir dönem ortağı ve münferiden müdürü olduğunu, tüm ticari kayıtları ve müşteri listelerini ele geçirdiğini, daha sonra da hem ortaklıktan hem de iş yerinden ayrıldığını, davalı …’nın da müvekkili şirkette çalışırken diğer davalı ile birlikte davalı … kurduklarını, davalıların rekabet yasağı ve kurallarına aykırı eylemlerde bulunduklarını ileri sürerek, cezai şartın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin rekabet kurallarına aykırılık teşkil edecek bir eylemlerinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davacı ile davalı … arasında imzalanan sözleşmenin 10. maddesinde rekabet yasağının düzenlendiği, buna göre hekimin Bakırköy, Bahçelievler, Küçükçekmece ve Avcılar İlçesi’nde gerek kendi adına gerekse başkası adına veya hesabına 2 yıl süreyle rekabet edemeyeceğinin kararlaştırıldığı, davalının işten ayrıldıktan sonra davacı ile aynı iş kolunda ve aynı ilçede bir şirkette kurucu ortak olarak yer aldığı, davalının bu şekilde sözleşmenin 10. maddesini ihlal ettiği, 6098 sayılı TBK’nın 444. maddesinde rekabet yasağının koşullarının düzenlendiği, cezai şart miktarının fahiş olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, bu belirlenme yapılırken de tarafların ekonomik durumları, borçlunun ödeme gücü, alacaklının asıl borcun ifa edilmesi halinde elde edeceği yararla cezai şartın ödenmesinin sağlayacağı yarar arasındaki makul ve adil ölçü, sözleşmeye aykırı davranılması yüzünden alacaklının uğradığı zarar, borçlunun borcunu yerine getirmemek suretiyle sağladığı yarar, borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı gibi hususların gözetilmesi gerektiği, anılan çerçevede yapılan değerlendirme sonucunda cezai şarttan bir miktar hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 20.000,00-TL cezai şartın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin redine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 09/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.