Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/5257 E. 2020/3487 K. 14.07.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5257
KARAR NO : 2020/3487
KARAR TARİHİ : 14.07.2020

MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 04/04/2018 tarih ve 2017/297 E- 2018/249 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce verilen 12/09/2018 tarih ve 2018/1123 E- 2018/1116 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Samsun Limanını işlettiğini, IMO 8030178 numaralı Ateşbey Gemisine verilen liman hizmetler karşılığında yaklaşık 12 aydır hiçbir ödeme yapılmadığını, Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2015/20173 Esas sayılı dosyası ile geminin donatanı/işleteni Elgin Shıppıng’e izafeten gemi acentesi Piri Reis Ltd. Şti. aleyhine icra takibi yapıldığını, süresinde itiraz olmadığından takibin kesinleştiğini, ancak gemi acentesinin borçlu geminin acentesi olmadığı gerekçesiyle ödeme emrini icra müdürlüğüne iade ettiğini, daha sonradan ise takipte 3.kişi konumunda bulunan davalının geminin yeni maliki olduğu iddiasıyla istihkak iddiasında ve itirazda bulunması üzerine takibin durduğunu, müvekkilinin gemi alacaklısı ve kanuni rehin hakkı sahibi olduğunu, gemi malikinin değişmiş olmasının müvekkili açısından bir hak kaybına yol açmayacağını ileri sürerek, müvekkilinin gemi alacaklısı ve kanuni rehin hakkı sahibi olduğunun kabulüne, icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekilinin gemiyi 29.04.2015 tarihinde satın aldığını, 20.05.2015 tarihinde ise tamamen devir aldığını, Samsun 9. İcra Müdürlüğünün 2015/20173 Esas sayılı dosyasında borçlunun geminin eski sahibi olduğunu, müvekkilinin 3.kişi konumunda olduğunu ve herhangi bir borcu bulunmadığını, icra takibinin yasaya uygun olarak yapılmadığını, gemi maliki veya donatanına karşı yapılmış bir icra takibi bulunmadığını, bu nedenle husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının alacağının kanuni rehin hakkı veren bir gemi alacağı olmadığını, takip geçerli olmadığından itirazın iptali davası açılamayacağını, davacının gemiyi kasten limanda tuttuğunu, davacı tarafından çıkartılan faturaların Samsunport Liman ücret tarifesinin çok üzerinde olduğunu savunarak, haksız açılan davanın reddi ile gemi üzerindeki ihtiyati haciz ve seferden men işlemlerinin kaldırılmasını istemiştir.
İlk derece mahkemesi vermiş olduğu ilk kararında; aleyhinde bir takip olmayan davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulması karşısında itirazın iptali davası açılamayacağı ve davacının eldeki davanın açılmasında hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar vermiş, bu karara karşı davacı tarafça yapılan istinaf başvurusu üzerine ise, Bölge Adliye Mahkemesince; hakkında takip yapılmayan davalının, gemi üzerinde mülkiyet hakkına dayalı istihkak iddiasında bulunduğu ve takibe yaptığı istihkak iddiasının istihkak prosedürü çerçevesinde değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının takip tarihinden önce 29.04.2015 tarihinde satın almak suretiyle geminin maliki olduğu, davacının takibe konu alacağının TTK m.1320 kapsamında bir gemi alacağı olmadığı, bu nedenle TKK m. 1321/5 gereğince davalıya karşı ileri sürülemeyeceği ve TTK m.1380’e göre de taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı, davalının istihkak iddiasının sabit olduğu, esasen icra takibinin bu yönden de eksik olduğu, davacının gemi malikine karşı da takip yapıp her iki takibi birleştirerek icra takibi işlemlerine devam etmesi gerektiği, öte yandan icra takibine konu işin yapılıp yapılmadığı hususunun dahi sabit olmadığı, tazminat talebine yönelik olarak ise, takip tarihi itibariyle davacının geminin mülkiyetinin el değiştirdiğine ilişkin bilgisi olduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- İtirazın iptali davası olarak açılan bir davada, davanın istihkak davası olarak görülmesini gerektirir bir neden bulunmadığı halde, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, davacının vaki istinaf başvurusu üzerine davanın istihkak davası prosedürü çerçevesinde çözümlen-mesi gerektiğine ilişen kararı yerinde değilse de, Bölge Adliye Mahkemesi’nin bu kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ve dosya kendisine iade edilen ilk derece mahkemesince de dava istihkak davası olarak nitelendirilerek sonuca varılmış olmakla, temyiz edenin sıfatı ve ileri sürdüğü temyiz nedenleri de gözetilerek açıklanan yanlışlık bozma nedeni sayılmamıştır.
2- Yapılan yargılama ve yukarda açıklandığı biçimiyle saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde, taşınır rehninin paraya çevrilmesi için ilamsız icra takiplerinde asıl borçlu ve rehinli taşınır maliki bakımından zorunlu takip arkadaşlığı söz konusu olduğundan, davacı tarafından sadece asıl borçlu hakkında başlatılan icra takibi usulüne uygun addedilemeyeceğinden, bu cihetle davalının münhasıran gemi maliki sıfatına dayalı olarak takibe ve hacze dilekçeyle itirazda bulunmasının haklı nedenlere dayalı olduğunun kabulüyle alacaklı tarafından açılan işbu davanın salt bu nedenle reddi gerekirken varlığı ileri sürülen alacağın gemi alacağı niteliğinde olup olmadığı tartışılmak suretiyle varılan sonuç dairesinde davanın reddine hükmedilmesi gerekçesi itibariyle doğru olmamakla birlikte, bu husus sonuca etkili görülmediği gibi davanın mahkemece nitelendirildiği biçimiyle istihkak davaları bakımından Av.Asg.Ücret Tarifesi’nde maktu vekalet ücretine hükmedilmesini gerektirir bir hüküm söz konusu olmadığından, vaki istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine dair karar yerinde görülmekle kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 18,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 14.07.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.