Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/523 E. 2019/376 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/523
KARAR NO : 2019/376
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … …. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 18/09/2017 tarih ve 2014/361-2017/710 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı şirket vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ ….279 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici …/…. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra
dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketlerin yüksek faiz garantisi ve paraların istendiği an geri çekilebileceği vaadiyle mevduat toplandığını, makbuz ve ortaklık durum belgesi adlı bir belge verildiğini, müvekkillerinin yatırdıkları parayı almak istediğinde ise ödemede bulunulmadığını, davalıların yasal düzenlemelere aykırı şekilde para topladıklarını, yasaya aykırı şekilde toplanan paralar karşılığı verilen makbuzlar geri alınıp yerine ortaklık belgelerinin verildiğini, yatırılan paranın istenildiği zaman geri alınabildiği ve bunun taahhüt edildiği bir ilişkinin ortaklık ilişkisi olarak kabulünün mümkün olmadığını, davalı yönetici Haşim Bayram’ın da diğer davalı şirketlerle birlikte zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, kurulmuş bir ortaklığının bulunmadığının tespitini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalı tarafa verilen paranın kalanından şimdilik 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının müvekkili şirketlerde pay sahibi olduğunu, iddialarının hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıların istenildiğinde derhal ve işlemiş kâr payı ile birlikte iade edileceği taahhüdü ile para topladıkları, ortağın sermaye olarak verdiğini isteyemeyeceğine dair yasal düzenlemeyi kullanarak para yatıran kişileri grup şirketlerden herhangi birinde veya birkaçında düşük nominal bedellerle şeklen ortak gibi gösterdikleri, ancak taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, davalılar tarafından zamanaşımı def’inin ileri sürülmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, SPK tarafından gönderilen yazı ve CD’lerde yer alan kayıtlarda davalı şirketlerin ortaklık yapısı ve davalı şirketlerin ortaklarından yaptıkları tahsilatları gösterdiği, SPK kayıtlarına ./..
göre davalının davacıdan ….185,00 Euro tahsil ettiği, davalı tarafından davacıya yapılan ödemelerin mahsubu ile davacının davalıdan ….375,00 Euro alacaklı olduğu, ayrıca davalı yöneticilerin MK’nın 50. maddesi ve …’nın 321/son maddesi gereğince de oluşan zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalı … Holding A.Ş.’nin ortağı olmadığının tespitine, 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
…- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Davalı şirket vekili, temyiz dilekçesinde sunduğu ödeme belgesinin yapılan hesapta dikkate alınarak davacının ödendiğini iddia ettiği bedelden düşülmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Bu durumda mahkemece, borcu sona erdiren ödeme vakıasının yargılamanın her aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olduğu gözetilerek, davalı tarafından ödeme belgesi olduğu ileri sürülen belge değerlendirilip oluşacak sonuca göre bir karar vermek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı şirket yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı şirkete iadesine, 16/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.