YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/517
KARAR NO : 2019/374
KARAR TARİHİ : 16.01.2019
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18/09/2017 tarih ve 2014/349-2017/708 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı şirket vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 23,279 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun’la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili davacı tarafın yüksek faiz getireceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile davalı tarafa 32.000 Euro verdiğini, müvekkilinin bakiye 18.860,00 Euro parasının kaldığını, müvekkilinin yatırdığı para karşılığı belge verildiğini ancak paraları geri istemesine rağmen davalı tarafça iade edilmediğini, davalı tarafın hukuka aykırı şekilde mevduat topladığını ve aracılık faaliyetinde bulunduğunu, davalı şirket yöneticilerinin ceza dava dosyalarında yargılandıklarını, davalı şirketlerin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığını, diğer davalı … Bayram’ın da şirket yöneticisi olması nedeniyle zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL’nın dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, zamanaşımı itirazında bulunmuş, davacının müvekkili şirketlerde pay sahibi olduğunu, iddialarının hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıların istenildiğinde derhal ve işlemiş kâr payı ile birlikte iade edileceği taahhüdü ile para topladıkları, ortağın sermaye olarak verdiğini isteyemeyeceğine dair yasal düzenlemeyi kullanarak para yatıran kişileri grup şirketlerden herhangi birinde veya birkaçında düşük nominal bedellerle şeklen ortak gibi gösterdikleri, ancak taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, davalılar tarafından zamanaşımı def’inin ileri sürülmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, … tarafından gönderilen yazı ve CD’lerde yer alan kayıtlarda davalı şirketlerin ortaklık yapısı ve davalı şirketlerin ortaklarından yaptıkları tahsilatları gösterdiği, … kayıtlarına göre davalının davacıdan 20.472,00 Euro tahsil ettiği, davalı tarafından davacıya yapılan ödemelerin mahsubu ile davacının davalıdan 14.487,00 Euro alacaklı olduğu, dava tarihi itibariyle bu miktarın TL karşılığının 7.282,88 TL olduğu, ayrıca davalı yöneticilerin MK’nın 50. maddesi ve TTK’nın 321/son maddesi gereğince de oluşan zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, talep gibi 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı şirket vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 256,17 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı şirketten alınmasına, 16/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.