Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/5100 E. 2018/7453 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5100
KARAR NO : 2018/7453
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16/05/2018 tarih ve 2018/61 E. – 2018/507 K. sayılı kararın davalı … tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nce verilen 17/09/2018 tarih ve 2018/1641-2018/1066 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, tasfiye halinde Uzunlar … Döşeme Malz. Kuyumculuk İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin 10/02/2016 tarihinde ticaret sicilden terkin edilmiş olduğunu, müvekkili banka ile bu şirket arasında yapılan genel kredi ve teminat sözleşmesi gereğince müvekkilinin alacağı bulunduğunu, bu hususta kesinleşmiş icra takibi bulunmasına rağmen şirketin gerçeğe aykırı olarak tasfiye neticesinde alacağı ve borcu bulunmadığı, ilan vermek suretiyle tasfiyenin sonlandırıldığını, müvekkilinin kesinleşmiş icra takibine göre alacağının devam ettiğini ileri sürerek şirketin ihyasına ve eksik tasfiye işlemlerinin tamamlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Müdürlüğü vekili, müvekkili ticaret sicilinin …’nın 32. maddesi gereğince işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memuruna ait olduğunu, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğinden dava gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tasfiye memuru …, davacının takibi sonrasında şirketin mal varlığına haciz konulduğunu, satıldığını, herhangi bir mal varlığı kalmadığından tasfiyenin gerçekleştirildiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulü ile; … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı Tasfiye Halinde … Döşeme Malzemeleri Kuyumculuk İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin … 4. İcra Müdürlüğü’nün 2012/777 Esas sayılı takip dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına, ihya kararının ticaret sicilde tescil ve ilanına, masrafın davacı tarafça karşılanmasına, şirketin terkinden önceki son yetkilisi olan …’un tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin 04/02/2016 tarihinde tasfiyenin tamamlanarak sicilden terkin edildiği, davacı banka tarafından tasfiye sürecinden çok evvel şirket aleyhinde 27.01.2012 tarihinde başlatılmış olan derdest icra takibi bulunduğu, icra takibinin sürdürülmesi ve sonlandırılabilmesi için ihya talebinde hukuki yarar bulunduğu, …’nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu, davacı tarafından başlatılan derdest icra takibi ile sınırlı olarak tüzel kişiliğin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin hükmüne yönelik istinaf sebebleri yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı …’un temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 28/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.