Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/5095 E. 2018/7949 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5095
KARAR NO : 2018/7949
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 6. Tüketici Mahkemesi’nce verilen 03/03/2016 tarih ve 2014/325-2016/382 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin eski eşinden boşandığını, boşanma ile çocukların velayetinin eski eşine bırakıldığını, davacının çocuklarının özel okul giderlerini karşılayamaz duruma geldiğini, çocukların artık özel okul giderlerini karşılayamayacağını, ihtar tarihinden sonraki okul gider ve harcamalarından sorumlu olmayacağını ihtar ettiğini, ancak velayetin annede olması nedeniyle çocukların okuldan çıkışının yapılamadığını, davacının zararının büyüdüğünü, müvekkilince çocukların okul taksitleri için… Bankası Kızılay şubesindeki 82-6647129 no.lu hesabın kapatılması, taksitlerin ve okul ödemelerinin yapılamayacağının, kredili hesaptan ödeme yapılırsa bundan bankanın sorumlu olacağının ihtar edildiğini, buna rağmen bankanın hesabı kapatmayarak ödeme yapmaya devam ettiğini, davalı bankanın ise icra takibi başlattığını ileri sürerek, davalı yana borçlu olunmadığının tespiti ile haksız ve kötüniyetli takip nedeni ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında özel okul ödemeleri sözleşmesi ve veli taahhütnamesinin imzalandığını, bu sözleşmenin 5. maddesine göre müşterinin bankaya karşı sorumlu ve borçlu olduğu, bu sorumluluğun öğrenim bedellerinin tamamen ödenmesine kadar devam edeceğinin kabul edildiği, yine aynı sözleşmenin 5.3. maddesi uyarınca sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesi halinde müşteriden yıllık öğrenim bedelleri tutarlarından bankaca o tarihe kadar ödenmemiş tutarlarla bakiye tutarların tamamını istenebileceği, sözleşmeye göre öğrencinin okuldan ayrılması halinde buna dair okul tarafından düzenlenmiş bir yazının bankaya ibrazı ile ödemelerin durdurulabileceği, davacının kötü niyetli davranarak çocuklarını okuldan almadığı halde sadece ihtarname gönderdiği ve işbu davayı açtığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı banka arasında Özel Okul Ödemeleri Sözleşmesi imzalandığı, banka tarafından müşteri adına açılacak hesaplardan ve bankanın…si tahtında okula ödeme ilgili esasların belirlendiği, davacının oğlunun 2009-2010 öğretim yılında Ted Kolejine devam ettiği, davalı banka tarafından davacıya kullandırılan kredili mevduat hesabının 2 hesap dönemi geçmesine rağmen borcunun ödenmediği, ancak davalı bankanın, davacı tarafından imzalanan 25.06.2009 tarihli taahhütname ve
sözleşmenin gereği olarak …’in 2009-2010 öğrenim yılı ödemelerinin tüm taksitlerini gerçekleştirdiği, davacının 2009-2010 eğitim öğretim giderlerinden sorumlu olacağı, davacının 31.08.2010 takip tarihi itibarıyla toplam 10.073,39 TL davalıya borçlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının bu miktarı aşan kısımdan borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı ve icra takibi tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 6502 sayılı Yasa’nın 73/2. maddesi gereğince tüketici mahkemelerinde tüketici tarafından açılan davalar harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 17/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.