YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/507
KARAR NO : 2019/5745
KARAR TARİHİ : 24.09.2019
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18.09.2017 tarih ve 2014/365-2017/737 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve davalı …vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24.09.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalılardan …vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların her istendiği an geri ödeneceği ve yatırılan paralar karşılığı yüksek faiz verileceği garantisiyle binlerce kişiden para topladıklarını, bu kapsamda müvekkilinden de para alındığını, ancak müvekkilince istenmesine rağmen alınan paranın geri ödenmediğini, davalıların eylemlerinin hukuki dayanağının bulunmadığını, TTK, Bankalar Kanunu ve SPK hükümlerinin ihlal edildiğini, şirket yönetim kurulu üyelerinin yürütülen bu faaliyetler nedeniyle defalarca yargılandığını, TTK’nın 336. maddesi uyarınca yönetim kurulu başkanı olan davalı …’ın da ortaya çıkan zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.690 DM karşılığı 39.574,24 TL’nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili; davalı vekili, zamanaşımı defi ile birlikte davacının davalı şirketin ortağı olduğunu, ortağın sermaye olarak koyduğu parayı istemesinin mümkün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili; zamanaşımı ve hak düşürücü süreye ilişkin itirazda bulunmuş, müvekkilinin şirket yöneticisi olarak sorumluluğunun söz konusu olmadığını savunmuştur.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; zamanaşımı def’i ileri sürülmesinin TMK’nın 2. maddesindeki dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, davalıların davacıyı aldatma kastıyla hareket ederek haksız fiilde bulundukları, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, davalı şirketler tarafından hazırlanarak SPK’ya gönderilen 09.02.2005 tarihli yazı ekinde yer alan CD’ler içerisinde davacıya ilişkin bilgilere yer verildiği, davacının CD’de belirtildiği üzere Kombassan İnşaat Tarım ve San. İşl. Tic. A.Ş’ye 20.703,00 Euro parayı ödediği, ortaklık durum belgesi nakit hanesinde yer alan ve davacıya ödenmiş olan 301 Euro’nun mahsubu gerektiği, bu durumda davacının bakiye alacağının 20.402,00 Euro olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, 34.683,40 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı …vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı …Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davacı vekilinin ise aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların yüksek kâr payı verileceği ve yatırılan paraların istendiği zaman iade edileceği vaatleriyle para topladığını, bu şekilde müvekkilinin dolandırıldığını ve müvekkilinden 04.04.2000 tarihli, “ortaklık durum belgesi” adlı belge ile 40.690 DM alındığını ileri sürerek geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitini ve 40.690 DM karşılığı 39.574,24 TL’nin tahsilini talep etmiş, mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı şekilde, davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine ve davalı şirketlerin SPK’ya bildirdikleri bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Oysa, davalı şirketlerin birleşmesi ve kayda alınması amacıyla SPK’ya kendilerinin verdikleri 09/02/2005 tarih 30 ve 31 sayılı yazıların ekine ortak olunan şirkete verilen sermaye katılım bedelleri ile kişiler arasındaki hisse değişimine ilişkin ödeme ve tahsilatlara dair bir takım listeler eklenmiş ve daha sonra davalı şirketler ise, hissedarlar arası hisse devri sırasında devreden hissedarın tahsil ettiği miktarların telefon, mektup ve sair yöntemlerle yapılan araştırma sonucu tespit edildiğini, tahsil edilen paranın şirket kasasına girmediğini savunmuşlardır. Bu durumda, mahkemece, davacının davalı şirketin ortağı olmadığı ve davalıların eyleminin haksız fiil olduğu tespit edildiğine göre, “ortaklık durum belgesinde” yazan miktar gözetilerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davalılar tarafından SPK’ya sunulan ve içeriği davalılar tarafından dahi kabul edilmeyen SPK kayıtlarında yer alan miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca mahkemece, ortaklık durum belgelerinin (N) sembolü/harfiyle veya (NAKİT) kelimesi ile sembolize edilmiş nakit hanesinde belirtilen nakit alınan DM miktarının davacının alacağından düşülmesi gerektiği kabul edilerek, nakit hanesinde yer alan 588 DM (301 EURO) alacak miktarından düşülmüştür. Oysa, davacı tarafça davaya dayanak gösterilen ortaklık durum belgesinde, nakit hanesinden sonra “KLN HS” ve “KLN DM” şeklinde gösterilen kalan hisse miktarlarının ve kalan bedellerin yazılı olduğu kısımlar yer almakta olup, davada bu ortaklık durum belgesindeki KLN DM hanesinde yazılı olan 40.690 DM talep edilmektedir. Mahkemece dava dilekçesinde davalı tarafta kalan 40.690 DM karşılığı 39.574,24 TL talep edildiği kabul edilmesine rağmen (N) nakit hanesindeki bedelin alacak miktarından düşülmesi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı …Ş. vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.776,92 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı şirketten alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.